"Hep Buradayız" sergisi kapsamında konuşma serisi düzenleniyor

İstanbul Modern Kadın Sanatçılar Fonu'nun aracılığıyla müze koleksiyonuna dahil edilen yapıtlardan oluşan ve Bank of America'nın sponsorluğunu üstlendiği 'Hep Buradayız' sergisinin ilk kamusal etkinliği 'Kadın Sanatçının Bakışı' adlı konuşma olacak.

Türkiye'deki kadın sanatçıların üretimlerini desteklemek, bilinirliğini artırmak ve müze koleksiyonuna yeni yapıtlar kazandırarak kadın sanatçıların temsillerini rekabet amacıyla İstanbul Modern çatısı altında 2016'da düzenlenen Kadın Sanatçılar Fonu'nun desteğiyle koleksiyonua dahil edilen yapıtlardan oluşan “Hep Buradayız” adlı sergi kapsamında bir konuşma serisi düzenleniyor.

Prof. Dr. Esra Aliçavuşoğlu ile serginin küratörü Öykü Özsoy Sağnak'ın rol aldığı serinin ilk etkinliği “Kadın Sanatçının Bakışı” adını taşıyor. Küratör Deniz Pehlivaner'in moderatörlüğünü yapacağı konuşmayıda Prof. Dr.

Esra Aliçavuşoğlu, güncel Türkiye'nin en önemli olgularından birinin kadınların sanatının mücadele alanı olarak görmeleri ve bunların çoğunluğunu kırarken, agresif bir tondan odaklanmayı, sezgi ve algılama sanatı güçlerini kullanarak toplumsal cinsiyet kodlarını yerle bir etmelerinin oluşturulduğunu belirtiyor. Aliçavuşoğlu, kadın sanatçının bakışının hem kendi içinde hem de ötekine daha kolay yöneldiğini ve kendinin de dahil olduğu bir eleştiri, sorgulama ve analiz taşıdığına dikkat çekiyor. Türkiye'de kadın sanatçıların mücadelesinin sınırlayıcı ve dışlayıcı kanonun tek cephesinde geçmediğini, hemen kalıcı feminist bir bilincin, cinsiyet politikalarına ilişkin beden oluşturucu bir tavır, politik, ideolojik, çevreci, kısaca çoğul, çok katlı bir anlatımın izlerini sürmenin olası olduğunu aktarıyor.

Öykü Özsoy Sağnak ise sanatsal üretimlerindeki konuların farklılığı, değiştirilen parçaların ve malzeme çeşitliliği ve kendilerine has sanatsal dil yaratmadaki özenleri, cesaretleriyle “Hep Buradayız” sergisinde yer alan sanatçıların bugünün sanatından güçlü örneklerle dikkat çekiyor. Yaşadıkları çağa tanıklık eden bu sanatçıların, her türlü ayrımcılığa, eşitsizliğe karşı seslerini yükseltirken, göç ve bunun sonucunda ortaya çıkan sorunları, güç ve yardımiyet gibi kavramları, bellek, mekan ve tarih yazımı arasındaki ilişkileri, ekolojik felaketlerin yarattığı yıkımları yapıtlarına aktardıklarını vurguluyor.