Suriye'nin First Lady'si Latife el-Durubi, birkaç ay önce İdlib Üniversitesi'nde ülkenin geçici devlet başkanı eşi Ahmed Şara'nın da katıldığı mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Suriyeli kadınları "toplumun temel direkleri" olarak nitelendirdi.
El-Durubi, birlikte mezun olduğu kadınlara hitaben, "Eğitim, ekonomi, medya, tıp ve mühendislikteki rolleriniz, vatanın yeniden doğuşu için çok önemli" dedi.
First Lady teşekkür ettiği eşini de, "bir kadın, bir eş ve bir öğrenci olarak en büyük destekçisi" olarak nitelendirdi.
Suriye'de 8 Aralık 2024'te Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki İslamcı güçler başkent Şam'a girdi, Devlet Başkanı Beşar Esad ülkeden ayrıldı, ülkede 61 yıllık Baas rejimi sona erdi.
HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani, Başkanlık Sarayı'na yerleşti ve gerçek ismi Ahmed Şara'yı kullanmaya başlayarak Suriye'de geçiş döneminin devlet başkanı oldu.
BBC News Türkçe'ye konuşan Suriyeli feminist kadınlar geçen bir yılda, siyasi atmosferin kadınları sosyal, ekonomik ve siyasi hayata katılmaktan alıkoyduğunu söylüyor.
Kadınların siyasi temsili
Yönetimi devraldığında Ahmed Şara'nın cihatçı geçmişi, ülkede kadın-erkek eşitliğine dayanan, demokratik bir sistem isteyenler tarafından şüpheyle karşılandı.
Şara kadınların üst düzey görevlerde yer almasının önemini vurgulayan açıklamalar yaptı.
Yeni yönetimin ilk işlerinden biri, Kadın İşleri Bürosu kurmaktı.
Büronun direktörü Ayşe el-Debs görevinin ilk günlerinde Suriyeli kadınların yeni dönemde toplumun her alanında "öncü" olacaklarını söyledi. Ancak bunu izleyen açıklamaları kadın hakları örgütleri tarafından eleştirildi.
BBC News Türkçe'ye konuşan ve kendisini "feminist" olarak tanımlayan Suriyeli avukat Hanan Zahreddine, "Açıklamaları, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi hayata katılmaları için oldukça cesaret kırıcıydı. Aksine, kadınların önceliğinin aileleri ve eşleri olduğunu söyledi" diyor.
Zahreddine'e göre el-Debs'in kadın hakları savunucularının yoğun itirazlarına karşın hâlâ görevinde olması "onun hükümetin politikasını izlediğini gösteriyor."
Suriye'de Mart 2025'te kurulan geçiş hükümetinde sadece bir kadın bakanın olması hak örgütlerinin tepkisini çekti.
BBC News Arapça'dan Dalia Haidar, Esad döneminde hükümetin, başkan yardımcısı, cumhurbaşkanlığı medya danışmanı, başsavcı, bakan gibi üst düzey pozisyonlarda iyi eğitimli kadınların yer aldığı imajını oluşturmaya çalıştığın söylüyor.
"Ancak sahadaki durum, bu kadar kadar parlak değildi" diyerek, kadınların erkeklere kıyasla daha az haklara sahip olduğunu kaydediyor.
Son bir yıla dair ise Haidar, "Yeni hükümet göreve geldiğinden beri, siyasi sahnede kadın temsili belirgin şekilde azaldı" diyor ve ekliyor:
"Hükümet pozisyonlarında, kamu kurumlarında ve iş konseylerinde daha az kadın yer alıyor. Öyle bir noktaya geldi ki, herhangi bir göreve bir kadının atanması, yeni hükümetin destekçilerinin sosyal medyada kutladığı bir haber haline dönüştü."
Suriye'de 5 Ekim'de 210 sandalyeli meclisin 140 üyesi için seçim yapıldı. Suriye Televizyonu'na göre, 140 sandalye için 50 bölgede yarışan 1500 adayın sadece yüzde 14'ü kadındı.
Kimi kadın hakları kuruluşlarının yasal ve siyasi komitelerine de başkanlık yapan Hanan Zahreddine, hükümetin tek sesli bir yapı olduğunu, bunun da güvenlik kaygılarıyla birlikte, kadınları siyasi hayata katılmaktan alıkoyduğunu söylüyor.
Güvenlik gerekçesiyle 140 üyeden 21'inin belirleneceği bölgelerde seçimler yapılamadı.Meclisin 119 üyesinden sadece altısı, yani yüzde beşi kadın oldu.
Halk Meclisi'nin 70 üyesini ise Ahmed Şara belirleyecek.
Şara, 1 Aralık'ta yaptığı konuşmada, mecliste kadın temsiliyetinin zayıf olmasıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi, "Toplum erkek egemen, kadınların orada olmasını tercih etmiyor" dedi.
BBC News Türkçe'ye konuşan Suriyeli kadınlardan Butheina Rahal, 14 yıl Türkiye'de yaşadıktan sonra üç ay önce memleketi İdlib'e döndü.
İdlib, Suriye'de 2011'de başlayan iç savaş sırasında HTŞ'nin kalesiydi. Şimdi kurduğu merkezde, Suriyeli kadınlara haklarını öğretiyor.
Şara'nın son açıklamasını nasıl yorumladığını sorduğumuzda, yanıtına "Elinde sihirli değnek yok" diyerek başlıyor ve ekliyor:
"Yönetime geldiğinde Suriye tamamen yıkıktı, hayat eksideydi. Belki de bütün hasımlarıyla ya da bütün zorluklarla aynı anda yüzleşmek istemiyordur, adım adım hareket edecektir. Zamana ihtiyacı var."
Ancak Suriye'de bütün kadın hakları savunucuları aynı fikirde değil.
BBC News Türkçe'ye konuşan aktivist ve gazeteci Alaa al-Muhammad, Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından ülkesinin geleceğinde rol almak için Türkiye'den Suriye'ye dönmüş.
Bu süreçte kabinedeki tek kadın bakan olan Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabawat'a danışmanlık da yapmış.
Ancak sosyal medya paylaşımları nedeniyle ölüm tehditleri almasının ardından yaklaşık üç ay önce yeniden Suriye'den ayrılmış.
Ülkesinin geleceğiyle ilgili karamsar al-Muhammad. "Kadınların Suriye'nin geleceği hakkındaki karar alma süreçlerinden dışlanacaklarına dair [haklar savunucuları arasında] büyük bir korku var" diyor.
Al-Muhammad, hükümette kadınların kamusal hayattaki yerine ilişkin farklı görüşler olduğunu söylüyor:
"Ben insanların hayatta tecrübe kazandıkça değişebileceklerine inanıyorum. Ahmed Şara'nın Suriye'yi daha ılımlı bir yere taşımak istediğini düşünüyorum. Ama burada soru şu: Yeni hükümetteki radikalleri kontrol etmeyi başarabilecek mi?"
Geçici anayasada kadınların yeri ne?
Ahmed Şara, mart ayında geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeyi imzalamıştı.
Beş yıl süreyle geçerli olacak geçici anayasa; Suriyeli hukukçular, siyaset bilimciler, akademisyenler ve gazetecilerden oluşan bir komite tarafından hazırlandı.
53 maddelik bildirgede, Şeriat hukukunun yasaların temel kaynağını teşkil ettiği vurgulanıyor. "Bütün vatandaşların kanun önünde eşit hak ve yükümlülüklere sahip" olduğu, "ırk, din, cinsiyet veya soy farkı gözetilerek ayrımcılık yapılamayacağı" kaydediliyor.
Aileden, "toplumun temeli" olarak söz ediliyor, anne ve çocukların desteklenmesinin "devletin görevi" olduğu vurgulanıyor.
"Devlet, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi haklarını güvence altına alır ve onları her türlü baskı, adaletsizlik ve şiddetten korur", geçici anayasanın hükümlerinden.
Avukat Hanan Zahreddine'e göre, "Şeriatın tüm yasaların kaynağı olduğunu belirten maddenin varlığı, kadın ve insan haklarıyla ilgili diğer tüm maddeleri fiilen geçersiz kılıyor."
Butheina Rahal ise hükümetin gelecek dönemlerde kadın haklarını iyileştireceğine inanıyor, "Ahmed Şara'yı yargılamak için çok erken. Göreve geleli kısa bir zaman oldu" diyor.
Şeriat kanunları değişir mi?
Suriye'de miras, evlilik, boşanma ve çocukların velayeti ile ilgili yasalar Şeriat hukukuna göre düzenleniyor.
Alaa Al-Muhammed'e göre bu sorun, "Suriyeli kadınların ülkelerine dönmelerini engelleyen en büyük meselelerden."
Ahmed Şara yönetime geldiğinden beri Suriye'de kadınların medeni haklarında değişiklik olmadı.
Avukat Hanan Zahreddine, "Aile meselelerinde, erkeğin aile reisi olduğu kabul edilir" diyor.
Suriye'de erkekler, şeriat hukuku uyarınca birden fazla kadınla evlenebiliyor. BBC News Türkçe'ye konuşanlar, bu durumun iç savaş sonrası daha da yaygınlaştığını söylüyor.
Zahreddine, erkeklerin tek başlarına aldıkları kararlarla ve keyfi bir şekilde boşanabildiklerini, kadınların ise boşanabilmek için tüm haklarından vazgeçmek zorunda kaldıklarını anlatıyor:
"Kadın boşandıktan sonra yeniden evlenmeye karar verirse çocukları yanında kalamaz. Vatandaşlık da çocuklara anneden geçmiyor."
Suriye'de mirasın erkekler üçte ikisini, kadınlar ise sadece üçte birini alabiliyor.
Al-Muhammed, kadınların mevcut haklarının da ellerinden alınmasından korkuyor:
"Bu uygulamalar kesinlikle kötü ama ayrımcılığı artıracak yasaların geçirileceğine dair endişelerimiz var."
'Kadınlara gönüllü çalışmaları önerilebiliyor'
Birleşmiş Milletler, Suriye'de nüfusun yüzde 70'inden fazlasının, yani 16 milyondan fazla kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu bildiriyor.
Eşleri savaşta öldüğü ya da yeni bir evlilik yaparak evi terk ettiği için evi geçindirme yükü, bazı durumlarda kadınların üzerine kaldı.
Buna rağmen ülkede kadınların çalışmalarının önünde de zorluklar var.
Al-Muhammed, "Erkeklere ücretli iş teklif edilirken, kadınların ücretsiz ve gönüllü çalışması erkekler arasında daha kabul edilebilir bulunuyor. Bunu devrim sırasında da yaşadık" diyor.
Kadınlar için iş fırsatlarının zaten oldukça az olduğunu, güvenlik kaygılarının çalışmalarını daha da zorlaştırdığını söylüyor al-Muhammed ve kaçırılma olaylarını örnek gösteriyor.
Kadınlar güvende mi?
Suriye'de güvenlik güçleri sokaklarda keyfi uygulamalar sergileyebiliyor.
Son bir yılda Suriye'ye de giden Dalia Haidar, "Genel olarak, başkent Şam ve ülkenin orta kesimindeki şehirlerde kadınlar ülkenin diğer bölgelerine kıyasla daha rahat ve özgürler. Diğer şehirlerde ise yetkililerin sokaktaki uygulamaları arasında daha fazla kaos ve rastgelelik söz konusu" diyor.
BBC News Türkçe'ye konuşan bazı Suriyeli hak savunucuları, kadınları kapanmaya zorlayacak yasalar olmasa da, bu keyfi uygulamalarla sokaklarda kadınların baskı altına alınabildiğini söylüyor.
Alaa Al-Muhammed'e göre bazı Alevi kadınlar, kaçırılma korkusuyla, mezheplerini gizlemek için başörtüsü takmaya başlıyor.
Dalia Haidar, "Artık duvarlarda ve sokaklarda 'İslami kıyafet' [baş ve vücudun tamamen örtülmesi] çağrısı yapan daha fazla işaret görüyorsunuz. Ayrıca kadınlar ve erkeklerin toplu taşıma araçlarında ve kamu binalarında ayrılması gerektiğini vurgulayan tabelalar var" diyor.
İdlib'de yaşayan Butheina Rahal ise "Biz Müslümanız. Tesettür (hijab) dinimizde var. İdlib'de bazı insanlar tesettürlü ve yüzlerini de örtüyor, bazı insanlar sadece başını kapatıyor. Avrupa'dan, Türkiye'den dönen insanlar da var, [onlar arasında] bazıları kapanıyor, bazıları ise tamamen açık. Sorun yok" diye konuşuyor.
Al-Muhammed, yıllar sonra ülkesine başörtüsünü çıkarmış bir kadın olarak dönmüş. Temmuz ayında Süveyda'da Dürzilere yönelik insan hakları ihlâllerine dikkati çeken sosyal medya paylaşımlarının ardından ölüm tehditleri aldığında, tehdit edenlerin başörtüsünü çıkardığını hatırlattıklarını ve onu "dinden çıkmış" ilan ettiklerini söylüyor.
Al-Muhammed'in temennisi, Suriye'nin "radikal, dini bir devlete dönüşmemesi."
Butheina Rahal ise "Yeni hükümetten umudumuzu kesmedik" diyor ve ekliyor:
"Ahmed Şara'nın eşine nasıl davrandığına baktığınızda ilerici bir erkek görüyorsunuz. Eşini toplantılara götürüyor, eşi ülkeyi First Lady olarak temsil ediyor. Bekliyoruz, gelecek geçmişten daha iyi olacaktır."
Yorumlar
Kalan Karakter: