Yine hareketli bir hafta oldu; Pazar sabahı 104 emekli amiralin Montrö ve Kanal İstanbul ile ilgili muhtıra benzeri bildirisiyle uyandık. “Acaba Ukrayna ile ilgili yazmayı düşündüğüm yazıyı bir kenara bırakıp darbeler ve bu bildirinin ardındakilerle ilgili bir şeyler mi kaleme alsam?” diye düşündüm bir an. Fakat ordu içinden ya da dışından yeni bir darbe ihtimalini çok zayıf bir ihtimal olarak gördüğüm için bu konunun üzerinde fazlaca durmayı gerekli görmedim. Rusya-Ukrayna geriliminin dünyayı etkileme potansiyeli daha fazla; biz orada neler olduğuna bakalım.
UKRAYNA TARİHİ
Ukraynalılar, Ruslar gibi doğu Slav halklarındandır. Hatta ülkenin batısındaki Ukraynalılar kabul etmese de Rus’turlar. Daha da ileri gideyim Ukraynalılar, Ruslardan daha Rus’tur. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim.
Kiev Beyliği, 8. yüzyılda Kiev Rusları tarafından kurulmuştur, hem de daha Moskova civarında bir devlet kurulmadan birkaç yüzyıl önce. Bölgedeki Rus nüfus, uzun yıllar Moskova’dakinden çok daha fazla olmuştur. Yani Kiev, Rus nüfus için Moskova’dan daha önce bir merkez haline gelmiştir. Fakat daha sonra Kiev civarındaki nüfusun önemli bir kısmı Polonya’ya ve Rusya’ya gitmiştir. Ukrayna da Ruslar için sınırdaki, sapa kalmış bir coğrafya halin gelmiştir. Zaten Rusçada Ukrayna, sınır, terk edilmiş yer gibi anlamlara gelmektedir. Günümüzde de Ukrayna aynı kaderi yaşamaktadır. Sovyetlerden bağımsızlığını kazandığı 1991 yılında 53 milyon nüfusu olan bu ülkenin bugün 44.5 milyonun altında vatandaşı kalmıştır.
Tarih boyunca güney batıdan Avusturya’nın, kuzey batıdan Polonya’nın ve doğudan da Rusya’nın etkisi ve egemenliği altına girmiştir. Ukraynaca, %70 Rusça ve %30 da Lehçeden (Polonyaca) ibarettir. Bütün bu gerçekler ışığında ortalama bir Rus için Ukrayna, Rusya’nın bir parçasıdır. Hatta bir batı Slav milleti olan Polonya bile milliyetçi bir Rus için Rusya’dır. 2012 yılında Polonya’da gerçekleştirilen Avrupa futbol şampiyonasında (EURO 2012) bir grup Rus taraftar, “Burası Rusya’dır” pankartı açmıştı.
Fakat Polonya tarihi, Rusya’ya kaybedilen savaşlar ve acılarla doludur. Ayrıca Ruslar Ortodoks iken Polonyalılar Katolik’tir. Ukrayna’nın Batısı da Katolik’tir ve Rusya’nın gadrine en az Polonyalılar kadar uğramıştır. Rus Çarlığı döneminde ve Bolşevik İhtilali sonrasında Ukraynalıların toprakları ellerinden alınmış, büyük kıtlıklarla karşı karşıya kalmışlardır. Hitler’e destek verdikleri için tıpkı Kırımlı Tatarlar gibi Sibirya’ya sürülmüşlerdir. Daha sonra, boşalan bu yerlere de Rusya’dan insanlar getirilerek yerleştirilmiştir.
UKRAYNA’NIN BUGÜNÜ
İşte günümüz Ukrayna milliyetçiliği bu olgulara dayanmaktadır. Sovyetlerin yıkılmasından sonra, AB ve ABD’nin etkisinin de yoğun olarak hissedildiğini biliyoruz. Soros destekli Turuncu Devrim’i bilmeyenimiz yoktur. Rusya, Putin ile birlikte gücünü kısmen de olsa toparladıktan sonra ABD ve AB ile Ukrayna üzerinden yeni bir bilek güreşi mücadelesine başladı. Bu mücadelenin sonucu olarak ülkeden sürekli iktidarlar değişti: Bir Rusya’dan yana, bir Batı’dan yana. 2010 yılında dönemin Ukrayna devlet başkanı Yanukoviç, Kırım’da 2042 yılına kadar bir Rus askeri üssü olmasını kabul etti. Fakat Turuncu Devrim sonrası hükümet değişince Rusya’ya verilen askeri üs izni de iptal edildi. Bunun üzerine Rusya da Kırım’ı, buradaki Rus nüfusu kullanarak işgal etti. Dönemin ABD Başkanı Obama, önce Rusya’yı yaptırımla tehdit etti. Sonra da “Kırım için Rusya ile savaşmayız.” diyerek geri adım attı.
Hikâye elbette burada bitmedi. Şubat ayından beri Ukrayna’nın doğusunda, Rusya’ya yakın olan kısmı olan Dombas bölgesinde bir gerilim var. Sınırın öte yanında geçen ay Rusya bir tatbikat yaparak gözdağı verdi. Şimdi de bölgede çatışmalar başladı, 2 Ukrayna askeri yaralandı. Peki, Dombas’daki gerilimin sebebi nedir?
Viktor Medvedchuk… Bu adam Putin’in Ukraynalı kankası, ailecek görüşüyorlar. Petrol işiyle uğraşıyor ve Yaşam için Muhalefet Platformu adında bir politik oluşumun lideri. Ukrayna Milli Güvenlik Konseyi, bölücü terörü desteklediği ve finanse ettiği gerekçesiyle Medvedchuk’un ve yakın çevresinin mal varlığına el koydu. Ardından Rusya yanlısı yayın yaptıkları gerekçesi ile birkaç TV kanalı da kapatıldı. Film de burada koptu.
Zayıf ekonomisi, azalan nüfusu, AB, ABD ve Rusya gibi devlerin çekişme alanı olması sebebiyle Ukrayna’nın, ülke bütünlüğü büyük tehdit altındadır. Geçmişte olduğu gibi Doğu Ukrayna ve Batı Ukrayna biçiminde ikiye ayrılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Türkiye ise bir yandan Rusya ile doğalgaz boru hatları, S400, nükleer santraller ve ticari partnerlik ilişkilerini sürdürürken diğer yandan bir NATO ülkesidir ve Ukrayna’ya İHA/SİHA satmaktadır. Zor bir denge, Dombastik…
Çok guzel bir yazı olmuş
Bu kadar bilgi birikim varken neden profiliniz gizli anlayamadım.