Rusya, Ukrayna’da işgal ettiği bazı bölgelerden çekildiğinde bazıları, savaşın bitmeye yakın olduğundan ve başka yerlere sıçrama riskinden bahsedenlerin analizlerinin yanlışlığından dem vurmuşlardı. Fakat bu kısmi geri çekilmenin aslında Rusya’nın gücünü, belli bölgelerde yoğunlaştırmak istemesinden ibaret olduğu açıkça ortaya çıktı. Hatta daha sonra bazı Rus yetkililerin açıklamalarından, Baltık cumhuriyetlerini ve Polonya’yı da gözlerine kestirdiklerini anlıyoruz. ABD’li yetkililerin, Ukrayna savaşının yıllarca sürebileceğine yönelik açıklamalarını da bir kenara koyduğumuzda, “Evet, savaş ve gerginlik devam edecek. Bu da savaşın başka bölgelere sıçrama ihtimalini arttıracak.” diyebiliriz. Nerelere mesela?
Daha önce Sıra Çin’de başlıklı yazımda Çin’in, Tayvan’a saldırmasının beklendiğini söylemiştim. Geçtiğimiz hafta Lindsey Graham, ABD Temsilciler Meclisi’nden bir grup ile birlikte, Tayvan’a gitti ve “Hiç merak etmeyin, Çin size saldırırsa arkanızda biz varız.” dedi. Çin’e tehditler savurmayı da ihmal etmedi. Bu arada Çin’inde Balkanlara silah gönderdiğine dair haberler duyuluyor. Saflarını giderek sıklaştırdığı Rusya gibi Slav olan Sırplara… Sırbistan ile Kosova ve Arnavutluk arasında tırmanan bir gerilim var. Bosna’da Sırp azınlığın lideri Dodik çıkıp, Bosna’da bağımsız bir Sırp devleti kurmaktan bahsediyor. Dolayısı ile Tayvan ve Balkanlar Ukrayna’daki savaşın kıvılcımlarının sıçrayabileceği bölgeler olarak dikkat çekiyor.
Fakat bu yazıda benim en çok vurgulamak istediğim bölge Doğu Akdeniz. Kafkaslardan sonra Rus askeri varlığının en fazla olduğu yer… “Suriye ve Libya’da zaten bir çatışma durumu yok muydu? Yeni bir şey mi?” diye sorabilirsiniz. Evet, vardı. Ama taşlar yeniden yerinden oynadı. Ukrayna’ya giren Rus ordusu, savaşta ciddi taktik ve planlama hataları yaptı ve sahadaki birkaç Rus komutanı öldürüldü. Bu sebeple Putin, Suriye’deki operasyonlarını yöneten Aleksander Dvornikov’u oradan alıp Ukrayna’ya gönderdi. Ayrıca Vagner’den, Esed’e bağlı güçlerden ve Hizbullah’tan on binlerce kişi Suriye’den Ukrayna’ya kaydırıldı.
ABD, durumu fırsata çevirmek için hemen harekete geçti. Eğit-donat faaliyetleri için YPG’ye beş yüz kırk iki milyon dolar gibi rekor bir bütçe oluşturdu. CENTCOM Komutanı M. Eric Kurilla, göreve gelir gelmez Suriye’ye giderek, YPG’nin başındaki ismi, Ferhat Abdi Şahin’i ziyaret etti. Suriye ordusunun kontrolündeki bazı yerler YPG’nin kontrolüne geçti. İsrail ise Suriye’deki İran’a bağlı güçlere yeni hava saldırıları düzenledi.
Rusya ekonomisini ayakta tutan en önemli unsurlardan biri doğalgaz ihracatı ve fiyatını belirleyebilme gücü… Mısır ve İsrail gazının Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gönderilecek olması, Rusya’nın gücünü sarsabilecek çapta bir risk. Ayrıca Akdeniz’deki tek limanı Lazkiye’de. Bu sebeple Doğu Akdeniz ve Suriye, Rusya için en az Kafkaslar kadar önemli. Bölgedeki gücü zayıflamış da olsa Rusya, buradan vazgeçmeyecektir. Rusya ve İran’ın desteklediği Suriye ordusu ile silah ve mühimmat bakımından takviye edilmiş YPG’yi karşı karşıya getirecektir. YPG’nin Suriye’de daha fazla toprak kazanması, Türkiye açısından da kabul edilemez bir durumdur, ciddi riskler barındırmaktadır.
Doğu Akdeniz’deki risklerin tek kaynağı Rusya değil. Pek çok ülke buradaki doğalgaz rezervlerine bel bağlamış durumda. Avrupa’ya, ABD ve Katar’dan sıvılaştırılarak getirilmesi planlanan doğalgaz, Rusya’nın arz ettiği miktarın üçte biri kadar... Başka bir kaynak bulunmazsa Avrupa’da üretim durma noktasına gelebilir. Almanya ve Fransa gibi Avrupa sanayiinin lokomotifi olan ülkeler için Akdeniz gazı hayat memat meselesi haline geldi.
Yıllardır iflasın eşiğinde olan ve ancak Avrupa Birliği kredileriyle ayakta kalabilen Yunanistan ve Güney Kıbrıs için Doğu Akdeniz doğalgazından pay almak, en önemli ulusal hedeflerden biri. Önlerindeki en büyük engel ise hepimizin malumu olduğu üzere Türkiye... Kıbrıs, Girit ve Yunanistan’daki ABD askeri üslerinin varlık sebeplerinden biri de doğalgaz paylaşımında belirleyici unsur olmak.
Mısır’ın ekonomik durumu ne Yunanistan’dan ne de Güney Kıbrıs’tan daha iyi. Bu ülke için de tek kurtuluş umudu, kıta sahanlığında keşfedilmiş olan gaz. Bir de İsrail var tabii. Mısırlılarla, Yunanlarla ve Rumlarla ne yaptılarsa olmadı. Sonunda Cumhurbaşkanı Herzog, Türkiye’ye gelip Erdoğan’ın elini sıkmak zorunda kaldı. Fakat bu zoraki tokalaşma iki tarafta da muhabbetin artmasına vesile olmadı.
Velhasılıkelam, bir biçimde onlarca ülkenin kaderi Doğu Akdeniz’de bulunan doğalgaz kaynaklarına bağlı... Özellikle Kıbrıs’ın güneyindeki alanda, bölüşümün uzlaşma yoluyla olması mümkün görünmüyor. Bu da Doğu Akdeniz’i, en az Tayvan, Balkanlar ya da Baltık cumhuriyetleri kadar riskli bir bölge haline getiriyor. Rusya bölgeye daha fazla savaş gemisi getirmeye başlarsa, Akdeniz’de de yeni bir savaş çıkması an meselesi demektir.