Cılız bir çiviyi ya da kıytırık bir büküme sahip ince ama ipince cansız bir teli, minik ama minicik bir halkaya iliştirilerek gerçekleştirilen kapı kilitleme eylemini; orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür şarkısını dinleyerek ve dinleterek yetişmiş insanların zûl kabul ettiği günler bugünler zûl!
Çünkü o insanlar için bugünler; menşei meçhul yabancı sermaye babaları eliyle planlı bir şekilde borçlandırılarak mahalle kültüründen uzaklaştırılmış olup, site isimli alanlara itilen insanların dört bir tarafının yedi gün yirmi dört saat kamera kayıtları ile güvenliğinin sağlandığı söylenen ve bununla da yetinilmeyip, başka sermaye sahipleri tarafından inşa edilen şirketler bünyesine, neredeyse kendisine olan güvenini yitirmek üzere olan nefeslerin, adeta avunma merkezi haline gelen güvenlik elemanı isimli tertemiz insanlar dört döndürülürken, yine farklı sermaye sahipleri tarafından üretilen, dört bir tarafından saat yönünde neredeyse kırk kez çevrilerek kilitlenip, aksi yöne çevirerek açılan çelik kapılar ardına hapsedildiği için memleket, zûl geliyor bugünler, zûl!
Hemen her sokak içinde bulunan ve "Allah'ın suyu" kabulüyle, içi yananın değil, canı çekenin el ayasını doğal bir bardak gibi kullanarak bedava yudumladığı sokak çeşmelerinin, yok edilişinin şaşkınlığını anlamlandırmak için bile takati kalmamış yorgun insanların, zûl kabul ettiği günler bugünler zûl!
Çünkü o insanlar için bugünler; keşmekeş bir düşünce yapısıyla zaman içinde bertaraf edilip, farklı sermaye grupları tarafından inşa edilen şirketler eliyle; ezbere bilinen Allah'ın suyunu süsleyip püsleyerek paketlettirip ve tamamen kanserojen olduğu aşikâr, plastik şişeler ile hanelere sevk ettirenleri düşünen ve düşündükçe isimsiz bir başka çukura düşen insanların zûl kabul ettiği günler bugünler, zûl!
Komşusunun namusunu kendi namusu gibi önemseyip ve gerektiğinde tek bir bakışla anlatılmaz bir kalkan oluşturup; onu, onları muhafaza ederken, yardıma ihtiyaç duyduğunu hissettiği an ise hiç ama hiç çekinmeden, yüküne el atıp omuz veren onurlu insanların, şahit olup yaşattıkları o güven duygusunun, bile isteye gereksiz görülüşünü zûl kabul ettiği günler bugünler, zûl!
Çünkü o insanlar için bugünler; bana ne bencilliği ile nefes alan yığınların, sana ne telkinleri ile yoğurduğu mayası bozuk yetmelerinin, neredeyse ot gibi her köşede bitmesi ve namus kabul etmesi gerekenin namusuna yeltenecek kadar salak saçma ve özünden uzak yetiştirilip alenen ortalığa salınırken, sayılarının artarak çoğalması için; satılmış kalemler eliyle iğrenç ilişkiler yumağı hikâyeler kaleme aldırılıp, ardından senaryolaştırılan ve en nihayetinde ise sihirli kutu (televizyon) başta olmak üzere, internet ortamıyla da neredeyse emekleyen bebelere varıncaya kadar sinsice zihinlere işletilen çirkinliklerin, zaman sonra komşusuna diş bileyip, göz koymasının bile normal kabul edilişinin zûl kabul ettiği günler bugünler, zûl!
Her güne besmele ile ve inanarak merhaba diyen pirüpak insanların, neredeyse hemen her güne hile hurda ile merhaba deyip, haram lokma ile veda edilmesine göz yumuluşuna şahit olan insanların, zûl kabul ettiği günler bugünler, zûl!
Çünkü o insanlar için bugün/ler; Her güne ait özenle tertip edilen onlarca kumar düzeneğinin, kıyıda köşede çoluk çocuğa uyuşturucu pazarlayan soysuz piçlerin ve mecburiyet karşısında oradan oraya çaresiz göç edişlerin, zûl kabul ettiği günler bugünler, zûl!
Daha neler var neler de, üstat Mehmet Akif Ersoy o koca yüreğiyle, içinde her devri kapsayan tek bir cümle ile özetlemiş vaktiyle…
Şöyle;
“Menfaattir insanları getiren vecde,
Cennet vaad etmeseydi Rahmân,
Kimse etmezdi secde...”
Kalın sağlıcakla.