Haram, Zehir, Zıkkım Olsun!
Gece yarısı operasyonu ile kara para düzeninden elde ettikleri villalarından adeta yataklarından alınarak ellerini kollarını kelepçeli gözaltına alınan ve o lüks villalarının kapılarında yatan paha biçilmez araçlara el koyarak alelacele emniyet teşkilatının araç filosuna dahil edip, son tahlilde ise sayılamayacak kadar yıl ceza yatmaları istemiyle dava açıp, millete yazılı ve görsel basın aracılığıyla; "endişeye mahal yok, devlet kimsenin yetim hakkı yemesine müsaade etmez" dedikten sadece bir kaç ay sonra, aynı o milleti delirtircesine tahliye ettiler sürüklüleri!
Peki sonra ne mi oldu? Sayılamayacak kadar yıl hapis cezası almaları istenen o sümüklüler, daha düne kadar akıl hastanelerine sevk dilekçeleri ile paçayı kurtarmak için kılı kırk yaran sümüklü isimler; aynı tiksinç sloganlarına, aynı tiksinç paylaşımlarına kaldıkları yerden devam ederek, enerjinin, yani paranın gücünü milletin gözüne sokmaya devam ediyorlar!
Ekonomik ve psikolojik olarak tabir-i caiz ise sabır isimli o yerin, adeta sınırında zar zor nefes alır durumda olup, bırakın yarını, günü yaşamakta zorlanan yurdum insanı ne mi yapacak? Cevap veriyorum; her zaman yaptığını, "Allah'a havale" çünkü tek bedava ona havale!
Bu komedi sonrası, baklava çaldığı için cezaevine yerleştirilen çocukları düşününce yutkunan herkese selâm, yutkunanlara sebep olanlara ise evvelâ yazıklar, sonrasında bu milletin hakkı haram zehir zıkkım olsun!