Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Yakıtlı köyünde yaşayan İlhan Çelik, yıllar boyunca köylere seyyar satıcılık yapan babasının izinden giderek, onun vefatının ardından aynı yolda yürümeye karar verdi. Babasının emanetini sahiplenen Çelik, tam 16 yıldır minibüsüne yüklediği temizlik ürünleri, atıştırmalıklar, gıda ve şekerlemelerle marketi olmayan köyleri karış karış dolaşıyor.
Köylere sadece ürün değil, neşe ve umut da götüren Çelik, sıcak gülümsemesi ve samimiyetiyle tanınıyor. Onun minibüsünün sesini duyan çocuklar sevinçle ellerinde kovalarla koşuyor; getirdikleri buğday, arpa, ceviz ya da kuru üzüm karşılığında çikolata, şeker ve meyve suyu alıyorlar. Takas usulünü benimseyen Çelik, para dışında doğal ürünlerle de alışveriş yapıyor; bu ürünleri ise kendi ailesinin ihtiyaçlarında kullanıyor.

"DAYI GEL" DİYEN ÇOCUKLARA KAYITSIZ KALAMIYOR
İlhan Çelik, mesleğini hem geçim hem gönül işi olarak gördüğünü dile getiriyor. Anadolu Ajansı muhabirine konuşan Çelik, şu ifadeleri kullandı:
Babamdan bana kalan bu mesleği sürdürüyorum. Köylerde bakkal olmayınca, çocuklar beni görünce seviniyor. Zaman zaman arayıp ‘Dayı, amca gel, sen gelince mutlu oluyoruz’ diyorlar. Kalplerini kıramıyorum, yollara düşüyorum.
Köylülerle kurduğu bu özel bağ sayesinde, sadece satıcı değil, köyün bir ferdi gibi görülüyor. Hem çocukların hem de kadınların ihtiyaçlarını karşılayan minibüsü, adeta mobil bir umut aracı gibi karşılanıyor.

"SEYYAR SATICILAR UNUTULSA DA O KÖYLERİ UNUTMUYOR"
Yüceköy köyü muhtarı Hüseyin Yılmaz da İlhan Çelik’in köy için taşıdığı anlamı şu sözlerle anlattı:
Eskiden ulaşım zor olduğu için alışverişi köye gelen seyyar satıcılardan yapardık. O zamanlar 5-6 satıcı aynı anda gelirdi. Şimdi bu meslek neredeyse kayboldu. Ama İlhan kardeşimiz hâlâ haftada ya da 10 günde bir mutlaka gelir. Çocuklar onu görünce gözlerinin içi gülüyor. Şeker, çikolata, ev malzemeleri alıyorlar. Parası olmayan da badem, mercimek, buğday ya da arpa vererek alışverişini yapabiliyor. Bu, köylü için büyük kolaylık.

"5 KİLO ARPA VERİP ÇİKOLATA ALDIM"
Minibüs yolunu en çok gözleyenler elbette çocuklar. Onlardan biri olan Göknur Yıldız, İlhan Çelik’i ne kadar çok sevdiklerini dile getirerek, “5 kilo arpa verdim, karşılığında şeker ve çikolata aldım” diyor gülümseyerek.
Her hafta kilometrelerce yol kat eden bu seyyar bakkal, köylerin sadece ihtiyaçlarını değil, gönüllerini de doyuruyor. İlhan Çelik’in hikâyesi, unutulmaya yüz tutmuş bir mesleğin halen yaşatıldığını ve sevgiyle yapıldığında nasıl değerli bir işe dönüştüğünü gösteriyor.






Yorumlar
Kalan Karakter: