Şimşek, mali disiplin, fiyat istikrarı ve yapısal reformlar sayesinde vatandaşın alım gücünü kalıcı olarak güçlendirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, "Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin her zaman yanında olduk. Aylık ve ücretlerinde enflasyonun üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığın bütçe sunumunu gerçekleştirdi.
Şimşek, sunumunda yapılanları ve hedeflerini açıklarken, ekonomideki yurt dışı ve içindeki gelişmelere de değindi.
Şimşek, sunumunda küresel ekonomiye yönelik, “Küresel konjonktürün 2026’da; ticaret ortaklarımızın iyileşen büyüme görünümü, destekleyici finansal koşullar ve ılımlı emtia fiyatları kaynaklı olarak ülkemiz için daha olumlu seyretmesini bekliyoruz.” dedi.
"KÜRESELDE NÜFUS YAŞLANIYOR"
Yurt içindeki yapısal zorluklara da değinen Bakan Şimşek, nüfusun yaşlanmasında da Türkiye’nin avantajlarına işaret ederek şunları ifade etti:
Küresel ölçekte nüfusun hızla yaşlanmasıdır. 1950’de yüzde 5,1 olan 65 yaş üstü dünya nüfusunun toplam içindeki payının yüzde 10'a yükselmesi 73 yıl sürmüşken, bu oranın yüzde 15'lere çıkmasının 27 yıl süreceği öngörülmektedir. Doğurganlık oranları gerilese de Türkiye çalışma çağındaki nüfus artışı sayesinde halen önemli bir demografik avantaja sahiptir. Ayrıca 2025 yılı Ekim ayı itibarıyla yüzde 36,5 olan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 54 seviyesindeki OECD ülkeleri ortalamasından düşüktür. Önümüzdeki dönemde kadınların işgücüne katılımının artırılması ilave işgücü arzı sağlayarak potansiyel büyümeyi destekleyecektir.
"YAPAY ZEKA VERİMLİLİĞİ ARTIRMADA AVANTAJLAR SUNUYOR"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, teknolojik gelişimlere yönelik, “Diğer bir husus ise hızla gelişen yapay zekâ ve otonom teknolojilerin verimliliği artırma konusunda büyük fırsatlar sunmasına karşın; istihdam piyasası, gelir ve servet eşitsizliği ile bölgeler arası gelişmişlik farkları üzerinde olumsuz etkiler oluşturma riski bulunmasıdır.” derken diğer önemli gelişmelerde şunları ifade etti:
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SORUNU
Dünyanın karşı karşıya olduğu bir diğer sorun ise iklim değişikliğidir. Dünyada jeopolitik gerilimler ve çatışmalar artarken küresel savunma harcamaları hızla yükselmektedir.
REZERVLER
Bakan Mehmet Şimşek, “Uyguladığımız program sayesinde önemli kazanımlar elde ettik.” derken, “Uluslararası standartlara göre rezerv yeterliliğini sağladık.” diye belirtti.
KKM’de çıkışı başarıyla yönettiklerini belirten Şimşek, “Sürdürülebilir yüksek büyüme için bankacılık sektörünün sağlıklı yapısı önemlidir.” diyerek, “Takipteki kredilerin oranı ise aynı dönemde yüzde 2,4 ile düşük seviyededir. Kur riskini başarıyla yöneten bankacılık sektörü yabancı para net pozisyonu fazlasına sahiptir.” ifadelerini kullandı.

“CARİ AÇIK ENDİŞE OLMAKTAN ÇIKTI”
Şimşek sunumunda, “Reel sektörün finansal göstergelerini yakından takip ediyoruz. Son 2,5 yıllık dönemde konkordato başvurusu yapan 4 bin 766 firmanın ekonomimizdeki payı sınırlıdır.” diyerek cari açığı da endişe olmaktan çıkardıklarını şu şekilde ifade etti:
Makro dengesizlikleri azalttık Kayda değer iyileşme sağladığımız cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Ayrıca enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerji kapasitemizi artırmaya yönelik yatırımları önceliklendiriyoruz.
TÜRKİYE’NİN KREDİ RİSK PRİMİ GERİLEDİ
Bakan Şimşek, reel sektörün ve bankaların daha uygun koşullarla dış finansmana erişiminin arttığını belirterek risk algısındaki iyileşmeye yönelik de şunları ifade etti:
Program öncesi 700 baz puana kadar yükselen risk primi 219 baz puana gerileyerek 2018 yılı Mayıs ayından sonraki en düşük seviyesine indi. Programımız sayesinde ülke kredi notumuzu S&P ve Fitch 2’şer kademe, Moody’s ise 3 kademe yükseltmiştir. Doğrudan yabancı yatırımların artmasını bekliyoruz.
DEZENFLASYON SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Şimşek sunumunda, “2022 yılı Ekim ayında yüzde 85 ile zirve yapan yıllık enflasyon, 2022 ve 2023 yıl sonlarında sırasıyla yüzde 64,3 ve yüzde 64,8 oldu. 2024’te yüzde 44,4’e indi. 2025 yılı Kasım ayında yıllık enflasyon son dört yılın en düşük seviyesi olan yüzde 31,1’e geriledi.” diyerek enflasyondaki gelişmeleri şu şekilde ifade etti:
2024 yılı Mayıs ayına göre iyileşme 44 puanı aştı. Yıllık temel mal enflasyonu yüzde 19’un altına düştü. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hizmetler sektörü dezenflasyon politikalarına daha gecikmeli tepki vermektedir. Kira ve eğitim başta olmak üzere, geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi sonucunda hizmetler enflasyonu manşetin üzerinde seyretmektedir.
Ayrıca bu yıl zirai don ve kuraklık kaynaklı ağustos, eylül ve ekim aylarında gıda enflasyonu uzun dönem aylık ortalamalarının oldukça üzerinde gerçekleşti. Bu durum enflasyonun tahmin aralığının üzerinde kalmasında etkili oldu. Kasım ayında ise gıda fiyatlarında normalleşme gerçekleşti. 2026 yılında dezenflasyonun devam etmesini öngörüyoruz
MALİ DİSİPLİN
Bakan Mehmet Şimşek, “Ekonomik aktivitedeki ılımlı seyir sürüyor.” derken, kamu maliyesine yönelik, mali disiplini tesis ettiklerini ve kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti. Şimşek, “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketiyle harcama disiplinini güçlendirdik. Gelir politikamızı vergide adalet, vergilemede etkinlik ve kayıt dışılıkla mücadele eksenlerinde oluşturduk. Vergi harcamalarını azaltıyoruz.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Temel işlevi kamu harcamaları için ihtiyaç duyulan kaynağın sağlanması olan vergiler birçok ülkede belirli ekonomik, sosyal ve çevresel amaçlara yönelik maliye politikası aracı olarak etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Bu amaçlara hizmet eden vergi muafiyet, istisna ve indirimlerin toplamına vergi harcaması denilmektedir. Ülkemizde de vergi harcamalarıyla işçimiz, memurumuz, esnafımız, çiftçimiz, engellilerimiz ve gençlerimiz başta olmak üzere sosyal kesimler desteklenmekte, büyüme potansiyelimize ve istihdama katkı sağlayacak yatırım, istihdam, üretim, ArGe ve ihracat faaliyetleri teşvik edilmektedir. En büyük vergi harcaması, tüm çalışanların yararlandığı asgari ücret istisnasıdır. Bu istisna nedeniyle alınmayan 1 trilyon 92 milyar lira vergi tutarı 2026 yılı vergi harcamalarının yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır.
VERGİ POLİTİKALARI
“Vergiye uyumu güçlendirmek için dijital uygulamalarımızı yaygınlaştırıyoruz.” diyen Şimşek, “Yaygın kanaatin aksine vergi yükümüz uluslararası kıyaslamalara göre yüksek değildir.” dedi.
Vergilemede etkinliğin ve denetimin arttığını belirten Bakan, kayıt dışılıkla mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini ve mükelleflerin haklarını koruduklarını vurgularken, saha denetimlerinin aralıksız sürdüğünü ve kayıt dışı ile mücadelenin sonuç verdiğini de belirtti.
KAMU BORÇLULUĞU DÜŞÜK
“Deprem nedeniyle artan borçlanma ihtiyacıyla yükselen faiz harcamalarına rağmen kamu borçluluğumuz düşük seyrediyor.” diyen Şimşek, şunları ifade etti:
Yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyoruz. Reel sektörün finansmana erişim imkânlarını artırıyoruz. İhracat desteklerimizi de artırarak sürdürüyoruz. Girişimcilik ekosistemini desteklemeye devam ediyoruz. Hanehalkına enerji sübvansiyonlarımız sürüyor. Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin her zaman yanında olduk 23 yılda aylık ve ücretlerinde enflasyonun üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik. Çiftçi ve esnaf desteklerimiz artarak devam ediyor. Uluslararası standartlara uyumlu şekilde mali suçlarla mücadeleyi sürdürüyoruz.
“ÇALIŞANLARIMIZIN VE EMEKLİLERİMİZİN HER ZAMAN YANINDA OLDUK”
Sunumun sonunda Bakan Mehmet Şimşek, şu konuşmayı yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda nihai hedefimiz; sürdürülebilir yüksek büyüme, daha adil gelir dağılımı ve kalıcı refah artışıdır. Bu hedefe ulaşırken fiyat istikrarının tesisi, mali disiplinin güçlendirilmesi, sürdürülebilir cari denge ve yapısal dönüşüm temel önceliklerimizdir.
Uyguladığımız program sayesinde bu alanlarda kayda değer ve somut kazanımlar elde ettik. Finansal istikrarı güçlendirirken makroekonomik dengesizlikleri azalttık. Böylece hem ekonomimizin dayanıklılığını artırdık hem de şoklara karşı daha sağlam bir yapıya kavuşmasını sağladık.
Maliye politikasındaki disiplinli duruşumuz, güçlü borç yönetimi çerçevemiz, uluslararası standartlarla uyumlu düzenleyici kapasitemiz sayesinde Türkiye, birçok zorluğa rağmen hem bütçe dengesini iyileştirmeyi hem de borç sürdürülebilirliğini korumayı başarmıştır.
Yüksek deprem harcamalarına rağmen bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3 seviyesine yakınsamış, kamu borcumuz ise halen yüzde 25’in altında kalmıştır. Uyguladığımız programa duyulan güven sayesinde ülkemizin büyüme potansiyelini daha ileri taşıyacak yatırımlarda kullanılmak üzere uluslararası finansal kuruluşlardan uygun koşullarda rekor düzeyde kaynak temin ettik.
Kamuda tasarruf ve verimliliği artırarak harcama disiplinini güçlendiriyor, vergide adaleti ve etkinliği gözetiyor, kayıt dışılıkla ve mali suçlarla mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kamu maliyesinde disiplini korurken yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı teşvik ediyoruz.
Programımız; para, maliye ve gelirler politikasının yanı sıra arz yönlü tedbirler ve ekonomik dönüşümü hızlandıracak kapsamlı yapısal reformları da içermektedir.
Küresel ekonomide belirsizliklerin arttığı bu dönemde, elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirmek ve karşı karşıya olduğumuz zorlukları fırsata dönüştürmek amacıyla; üretken altyapı yatırımlarını, sanayide dönüşümü, yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırıyoruz. Bu sayede hem verimliliği hem de uluslararası rekabet gücünü artırarak ülkemizin potansiyel büyümesini daha da yükselteceğiz.
2026 yılı bütçemizi hazırlarken her zaman olduğu gibi bütüncül bir yaklaşım izleyerek toplumun her kesimini gözeten kapsayıcı mali destek ve tedbirleri önceliklendirdik.
Reel sektörümüz, ihracatçılarımız, KOBİ’lerimiz, esnafımız ve çiftçilerimiz için hayata geçirdiğimiz destekler; üretimin, istihdamın ve ihracatın sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi amaçlayan kapsamlı bir politika bileşiminin ürünüdür.
Ar-Ge ve yatırımların teşviki, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve girişimcilik ekosistemine sağlanan önemli katkılar ekonomimizin üretim gücünü artırmaya yönelik kritik adımlardır.
Enerji sübvansiyonları ve sosyal destekler yoluyla hanehalkını desteklemeye devam ederken, sosyal yardım sistemimizi modernize eden daha kapsayıcı, daha hedef odaklı ve daha güçlü bir sosyal koruma altyapısı inşa ediyoruz.
Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin her zaman yanında olduk. Aylık ve ücretlerinde enflasyonun üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik.
Önümüzdeki dönemde temel önceliğimiz; elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirmek, yapısal dönüşümü hızlandırmak ve Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyelini yukarı taşıyacak reformları hayata geçirmektir.
Bu anlayışla, mali disiplinden taviz vermeden, sosyal hassasiyetleri gözeterek, yatırımı ve üretimi destekleyerek, riskleri etkin şekilde yöneterek Türkiye’yi çok daha güçlü ve müreffeh bir geleceğe taşıyacağız.
Bütçe sürecinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, 2026 yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: