İstanbul / 20 Ekim 2025 – Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla yürütülen “resmî belgede sahtecilik” davasında bugün gerçekleşen ikinci duruşmada sert çekişmeler yaşandı. Duruşma öncesi başlayan “salon yetersizliği” tartışmaları, İmamoğlu ve avukatlarının mahkemeye katılmama kararıyla ivme kazandı. Hakim, bu karara tepki göstererek sanığın salona getirilmesini sağlamak için gerekli işlemleri başlattı.
Dava sabah saatlerinde, Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içerisindeki salonlarda yapılması planlanırken, hem basın mensuplarına hem de bazı avukatlara içeri giriş izni verilmedi. Salonun kapasitesinin yetersiz olması gerekçesiyle mahkeme heyeti, daha geniş bir salona geçilmesini kararlaştırdı, ancak bu kararın uygulanması gecikti. CHP’li bazı partililer ve savunma heyeti salon kapıları önünde bekleyişe geçti.
İmamoğlu’nun ve avukatlarının, duruşmaya katılmama yönünde aldıkları karar, “adil yargılanma hakkının engellendiği” yönündeki itirazla birlikte sunuldu. Hakim, bu kararı kabul etmedi ve zorla getirilme kararı çıkardı. Emri sonrası güvenlik güçleri devreye girerek İmamoğlu’nu duruşma salonuna getirdi.
Avukatın katılamama kararı:
Dava sürecinde dikkat çeken bir başka unsur da, İmamoğlu’nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın duruşmaya SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) üzerinden katılma talebinin mahkeme tarafından reddedilmesi oldu. İlk duruşmada bu yöntem kabul edilmiş olmasına rağmen, savcılığın itirazı sonrasında mahkeme ara kararından geri dönerek Pehlivan’ın SEGBİS’le bağlanmasına izin vermeme kararı aldı.
Pehlivan, önceki oturumda “cübbe giyememek, müvekkili ile görüşememek, salonda fiziksel olarak bulunamamak adil savunmanın esaslarıyla bağdaşmaz” diyerek savunma yapmayı reddetmişti. Mahkeme heyeti, Pehlivan’ın duruşmada hazır bulunması yönünde karar verdi.
İddianame ve süreç:
Soruşturma, 2024 yılı sonlarına doğru CİMER’e yöneltilen diploma iptali başvurusu üzerine başlatıldı. İstanbul Üniversitesi ve YÖK’le iş birliği içinde yürütülen inceleme sürecinde, 18 Mart 2025 tarihli toplantıda İmamoğlu da dahil 28 kişinin diplomaları “yokluk” ya da “açık hata” gerekçesiyle iptal edildi. Ardından, 8 Temmuz 2025’te İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu’nun “zincirleme resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yargılanmasına karar verdi.
İddianamede, İmamoğlu’nun diplomasını yüksek lisans amaçlı üniversiteye, askerlik ve diğer resmi kurumlara ibraz ederek kullandığı, bu işlemleri hileli şekilde gerçekleştirdiği iddia ediliyor.
Tartışmanın yankıları:
Siyasal kulislerde bu duruşma, Türkiye’nin siyasi atmosferinde infial yaratan bir başka cephe olarak değerlendiriliyor. Muhalefet cephesi, İmamoğlu’na yönelik sürecin “hukuki değil, siyasi” bir operasyon olduğuna işaret ederken, iktidar blokları ise yargı bağımsızlığını savunarak davaya müdahil olmamaları gerektiğini öne sürüyor.
Öte yandan, basın özgürlüğü, avukat savunma hakkı ve duruşma mekanlarının nitelikleri gibi hukuk normları açısından süreç, kamuoyunda tartışma konusu haline geldi. Pek çok hukukçu ve gözlemci, mahkemede duruşmanın adeta “sahnelenmiş bir drama” görüntüsü verdiğini yorumluyor.
Duruşma hâlâ devam ederken, ilerleyen saatlerde mahkeme heyetinin ara kararlarını açıklaması bekleniyor. İmamoğlu’nun savunmasının alınması, tanık ve belge talepleri gibi işlemler için bu oturum kritik önem taşıyor. Ayrıca, davanın siyasi etkileri ve kararın olası sonuçları, Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma yaratma potansiyeli taşıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: