Adalet Bakanlığı, AİHM’nin ikinci daire tarafından alınan kararına karşı “yeniden inceleme” başvurusunda bulundu. Başvuru kabul edilirse, dosya 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire’de yeniden ele alınacak. Panelin talebi reddetmesi durumunda ise karar kesinleşmiş sayılacak ve Türkiye, tespit edilen ihlaller doğrultusunda gerekli adımları atmakla yükümlü olacak.
Bakanlık kaynakları, başvurunun “hukuki değerlendirme farklılıkları” gerekçesiyle yapıldığını belirtirken, insan hakları hukukçuları bu adımın Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaktan kaçınma eğiliminin yeni bir örneği olduğunu savunuyor.
AİHM Daha Önce Ne Karar Vermişti?
AİHM, 8 Temmuz 2025’te verdiği kararda, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk sürecinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. ve 18. maddelerini ihlal ettiğine hükmetmişti. Mahkeme, Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi amaç taşıdığına dikkat çekerek Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etmişti.
Bu karar, AİHM’in 2018 ve 2020 yıllarında verdiği “derhal serbest bırakılmalı” yönündeki kararların ardından gelen üçüncü ihlal tespiti oldu. Ancak Türkiye, bu kararların hiçbirini uygulamadı ve Demirtaş, farklı davalar üzerinden cezaevinde tutulmaya devam etti.
Siyasi Tepkiler ve Yorumlar
Hükümetin AİHM kararına itirazı, muhalefet ve insan hakları çevrelerinden tepki topladı. DEM Parti yetkilileri, bu başvuruyu “hukukun üstünlüğü ilkesinin açıkça ihlali” olarak değerlendirirken, uluslararası hukukçular da Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Avrupa Konseyi’nin devreye girebileceğini hatırlattı.
Bazı siyasi gözlemciler, Ankara’nın bu hamlesinin iç siyasete yönelik bir mesaj taşıdığını ve AİHM kararlarını geciktirme stratejisinin bir parçası olduğunu belirtiyor.
Süreç Nasıl İşleyecek?
AİHM’de üç hâkimden oluşan bir panel, Türkiye’nin başvurusunu inceleyerek dosyanın Büyük Daire’ye taşınıp taşınmayacağına karar verecek. Eğer talep kabul edilirse, dava yeniden görüşülecek ve yeni bir nihai karar çıkacak. Talep reddedilirse, AİHM’in mevcut kararı kesinleşecek ve Türkiye kararın gereğini yerine getirmek zorunda kalacak.
Yeniden Bir Dönüm Noktası mı?
Demirtaş davası, uzun süredir Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülükleriyle ulusal yargı uygulamaları arasındaki gerilimin sembolü haline gelmiş durumda. AİHM’in olası Büyük Daire incelemesi, sadece Demirtaş’ın bireysel özgürlükleri açısından değil, Türkiye’nin Avrupa hukuk sistemine bağlılığı açısından da kritik bir test olacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: