Kendini göstermek, onanmak, retweet almak, beğeni almak şeklinde bunlar görülmekte. Bu yüzden de çok hızlı bir şekilde yayılmakta.Kanlı para akımına değinen Arslan, anne babalar ile öğretmenlerin bu konuda uyarılması ve bu tür akımlara ilişkin okullarda kontrol mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, okulların disiplin işleyişlerini yenilemenin ve öğretmen eğitimlerinin önemine dikkati çekti."Dijital arkadaş" diye bir kavram geliştirdiğini aktaran Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:Ebeveynler, dijital olarak çocuklarının ayak izlerini mutlaka takip etmeli. Çocukları tabletle bilgisayarla internetle korkutmak yerine onların hangi ortamlarda yer aldığını arkadaşça öğrenmeleri lazım. Buna 'dijital arkadaşlık' diyorum.Prof. Dr. Arslan, bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına da büyük görev düştüğünü ve hane içi dijital eğitimin çok önemli olduğuna işaret ederek, ailelerin de çocuklarının hangi site ya da uygulamalara girdiğini, hangi oyunları oynadığını takip etmesi gerektiğini belirtti.Sosyal medyadan sigaraya özeniliyorArslan, birçok çocuğun bunu kullanan ebeveynlerinden gördüğünü, iyi rol model olamadıktan sonra bir sonuç elde etmenin de mümkün olmadığını söyledi."Ölüme kadar götürebilir"Sosyal medya akımlarının tehlikesine dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:Ölüme kadar götürebilir. Çünkü hiç ummadığımız fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Bayıltma eylemi böyle bir eylem. Boğazına vuruyorlar ve çocuk bayılıyor. Ama burada çocuk her türlü fiziksel sıkıntıya girebilir.
O yüzden böylesi akımlar çok tehlikeli. Bulaşık deterjanı yutma diye bir akım var. Bulaşık makinesine koyduğumuz bulaşık deterjanı var ya o topu yutuyor adam.
Tuz buz yapıyor kolunun üstüne ve kol bir anda kabarıyor, kimyasal reaksiyonlara uğruyor. Bu yüzden öngörülemeyen tehlikeler de mevcut. Herkesin uyanık olması, bu süreci görmesi ve dijital arkadaşlığı önemsemesi gerekiyor.Sosyal medya bağımlılığına dikkatİbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefa Bulut, cep telefonu kullanımının artması ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla pek çok yaş grubunda sosyal medya bağımlılığı oluştuğunu söyledi.Bulut, sosyal medya platformlarında moda olan akımların 45 saniye, 1 dakikalık kısa videolarla gerçek yaşamda uygulandığını belirterek, şöyle konuştu:İnsanlar yaptıkları şeyleri sosyal medyaya atıp beğeni toplamak istiyorlar. Gerçek yaşantıda var olmayan Arkadaş kitlesini, sevilme, beğenilme, istenilme duygusunu bir şekilde burada tatmin ediyorlar.
Beğeni topluyor, hoşuna gidiyor, kendine saygısı artıyor, daha memnun oluyor. Normal yaşantıda bu ilgiyi, tezahüratı alamayacak ama orada alıyor.Prof. Dr. Bulut, kanlı para gibi oyunların oynanmasında dizi ve filmlerdeki sahnelerden de etkilenildiğini, özellikle ölüm ve yaralanma sahnelerinin bir süre sonra duyarsızlaşmaya sebep olduğunu söyledi.Bu tür yaralanmalı oyunlarda kişinin karşısındakinin acısını umursamamaya başladığını ve yenme duygusunun galip geldiğini aktaran Bulut, acı çeken tarafın da duyduğu acıya rağmen pes etmeyerek dayanıklı olduğunu kanıtlamaya çalıştığını kaydetti.Ailelere uyarıAileleri, bu tür durumlara karşı uyanık olmaları konusunda uyaran Bulut, sözlerine şöyle devam etti:Ebeveynlerin çocuğun eline, yüzüne bakması, herhangi bir yara, kızarıklık, morluk varsa bunun nedenini sorması gerekir. Çocuğun okuluyla boş zaman aktiviteleriyle arkadaşlarının kim olduğuyla ilgilenmesi, neler yaptıklarını sorması gerekir.
Çocukların duygusal ihtiyaçlarına cevap verecek sosyal etkinlikler bulunmalı. Arkadaşlarıyla dışarı çıkması, fiziksel enerjisini atabileceği bir etkinlik, duygusal sorunlarını konuşabileceği bir ortam ve kulüp etkinlikleri gibi farklı yöntemlerin bulunması gerekiyor.Prof. Dr. Bulut, bu tür oyunlara ve akımlara karşı eğilimi azaltmak için özellikle okullarda koridorlara masa tenisi, dart gibi salon oyunlarının konulması ve koridor etkinliklerinin artırılmasını önerdi.