İstediği/n zaman olmaz bazı şeyler..
Bütünlüğünde güzel olduğunu düşündüğünüz şey, hedefte olan kişiden medet içerir merhamet içerir...
Sen öyle san bile dedirtir..
En sevdiğim deme,
En sevdiğin sensin sen...
Yukarıda da belirttiğim gibi istediği/n zaman olamıyor bazı şeyler. Vakti geldiği için doğmuş olan yeni çocuğum "Tahta Kanatlardan Çelik Pervanelere" isimli kitabım, kitap severler ile buluştu yakın tarihte. Bu sebeple işte, ayrı kaldım köşemden ve sizlerden.
Bu güne dair o kadar çok şey geçiyor ki icimden... Çünkü bugün evvelâ kurban bayramı aynı zamanda da babalar günü.
Kurban; inancımız gereği Allah'a yaklaşmak ve onun rızasını gözetmek niyetiyle kesilen, ilahi kudrete hediye edilen, hayvan demektir.
Kutsal kitabımızda İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramına adanmışlık ve Allah'a teslimiyet anlamları da yüklenmiştir.
Peki düşündüğümüz gibi bu kadar basite mi Kurban emrini?
Kurban esilmesi gereken ayrı, kesilmesi gereken apayrı!
Üstada sormuşlar; bayram da ne keseyim diye, Gıybeti, Kul hakkı yemeyi, Yalan söylemeyi, Adam kayırmayı, ötekilestirmeyi, Haram yemeyi ve adaletsiz olmayı kes.. Demiş.
Yoksa yılda birkez yapılan vicdani rahatlatmak olarak ,dolaplara istiflenen kilolarca et ,yakın çevreye yarımşar kilo pay edip ,bu gün ne yapsak saç kavurma mı, kıymalı yumurta mı, yada hadi ateşte pişirelim de mangal keyfi yapalım mı?.. Say say bitmez olmaması gerekirken olanlar, oldurularanlar!
Toplum olarak neden dar çerçevede seyrederken aynı zamanda bunu senin için yapıyoruz Allahım diyerek kendiyle çelişen bir algıya sahip yığınlar var!
Oysa Bayramlar gönül seferberliğidir gönül!
Teslimiyetin işareti olan "kurban" Bayramı'nda ne almalı ki tam teslimiyet olsun..
"Birkaç garipten gönül, birkaç çocuktan gülücük, birkaç düşkünden duâ al.." Allah'a yakınlaşmanın ve teslimiyetin vesilesi olsun, al alabilirsen..
Nemrud’un ateşine odun taşıyanların yüzünü kararttığı bir dünyada, İbrahim-î bir teslimiyete, İbrahim-î bir dirence, İbrahim-î bir adanışa, İbrahim-î bir imana ne kadar da ihtiyacımız var öyle değil mi!
Dünya da insanlığın kurban edilişini dişlerimizi sıka sıka izlerken sadece dua ya sığınarak kolaycı mı olduk onu da sorgulamadan edemediğim şu günlerde, "dua" anlamını ve gücünü de elbette biliyorum, herkesin de bilmesini diliyorum..
Her kurban bayramı çevresel duyarlılığı olan insanlara kurban bayramlarında “et” değil “dert” düşer, hüzün düşer, acı düşer.
Hüznün düşmeyeceği günlere dair hâlâ umudum var..
Geleceği yeniden inşa edecek olanlar, tüm kırık gönülleri ihya edecek İnşallah. Bu minvalde bizlerde deryada bir damla vesilesi oluruz dilerim.
Babam erkenden bayram namazı için evden ayrılırken ben kurbanı da kestirip alıp geleyim sizde o vakite kadar kahvaltıyı hazırlayın diye akşamdan kalma tembihlerini ipe boncuk dizer gibi sıralamıştı. Bizim için emirdi onun sözleri!
Sofra hazır, çay demli, ev toplu ve herkes hazır kıta asker gibi babamı bekliyoruz.. Ancak saatler oldu hâlâ yok ortada. o zamanlar cep telefonu da yok ki soralım. Mecbur bekleyeceğiz..
Artık gün ikindi vaktini geçti babam yorgun argın elinde küçük bir poşetle geliverdi. İyi ama nerede idi kurban etleri?
Rahmetli öyle paldır küldür anlatmazdı hiçbir şeyi. Önce soluklandı, çayını içti. Ve başladı anlatmaya..
Tam kurbanı kesecekken iki çocuk geldi, geldi amma perişan vaziyette! "Amca bizim kurbanımız yok, bize de biraz et verir misiniz?" deyince o masum yavruların yerine kendi çocuklarımı koydum birden. Bekleyin evlat dedim.
Beklediler iş bitene kadar. Hepsini bir poşete koyup birlikte evlerine kadar gittik. Aman Yarabbi, harabeden bozma bir kulübe! Kapıya kadar kesilmiş hayvanı teslim ettim. Kapıyı açan hanım bir mahçubiyetle karşıladı.
"O zaman insan insana güvenirdi dostlarım. "
Babam, "buyur bacı bu yıl kurban bizden olsun" demiş, diyebilmiş. Yenisini alacak para da yok ve onlara verilecek pay ile eve geldiğini anlattı tane tane kelimeler, damla damla gözyaşları ile. Unutmadım, hiç unutmam!
Ötelerden bir yerlerden beni, bizleri izleyen babama ve tüm önden giden babalarımıza rahmet olsun. Âmin.
Bu vesile tüm babalarımızın, baba gönlüne sahip ancak evlat sahibi olmasa da tüm çocukları kendi çocuğu gibi gören babacanların günlerini ve bayramlarını kutluyorum.
Yüzlerin aydınlık olduğu,
iyiliğin, merhametin, adaletin eksik olmadığı, insanların ölmediği, adanış manâsının kavradığı ve buna mukabil
mutluluk ve huzur dolu bir bayram dileğiyle. Bayramımız mübarek olsun.
Selâm ve dua ile..
Asu Atasoy
Yorumlar
Kalan Karakter: