ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ülkesinin Türkiye'nin F-35 savaş uçağı programına yeniden katılma isteği ve Rus yapımı S-400 hava savunma sistemine sahip olması konusundaki görüşlerinin değişmediğini açıkladı.
Tom Barrack, 9 Kasım'da X üzerinden yaptığı paylaşımda, "ABD yasalarına göre, Türkiye'nin F-35 programına geri dönmesi için artık S-400 sistemini işletmemesi ve elinde bulundurmaması gerekmektedir. Başkan Trump ile Başkan Erdoğan arasındaki olumlu ilişki, iş birliği için yeni bir atmosfer yaratmış ve bu konuda son 10 yılın en verimli görüşmelerini yapmamızı sağlamıştır" dedi.
Açıklamada en çok dikkat çeken nokta, Barrack'ın, Türkiye'nin Rusya yapımı S-400 hava savunma sistemini "elinde bulundurmaması" gerektiğini vurgulaması oldu.
Türkiye uzun süredir yeni savaş uçakları alabilmek için aynı anda pek çok girişimde bulunuyor.
Bir yandan ABD ile F-35 ve F-16 savaş uçakları için görüşmeler sürerken diğer yandan İngiltere ile 20 adet Eurofighter alımı için . Bu uçakarın ilk teslimatıysa ancak beş yıl sonra gerçekleşecek.
Katar ve Umman'ndan ikinci el Eurofighter alımı için müzakereler sürüyor.
Türkiye bir yandan da yerli savaş uçağı KAAN'ı geliştirmeye çalışıyor.
'Türk Hava Kuvvetleri filosu eskidi'
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan eski diplomat, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen Sinan Ülgen'e göre, Türkiye'nin aynı anda bu kadar çok savaş uçağı için girişimde bulunmasının birinci nedeni, Türk Hava Kuvvetleri filosunun eskimesi.
Türkiye en son 2012'de 30 adet F-16 satın almıştı. Envanterdeki F-16'ların geri kalanları ise 2000'lerin başında veya 1987-2000 arası alınmış dördüncü nesil savaş uçakları.
F-16'lar dışında Türkiye'nin da var. Bunlar, 1970'lerden itibaren filoya girmiş ikinci ve üçüncü nesil savaş uçakları.
Eskiyen savaş uçaklarının bazıları modernize edilebiliyor. Örneğin F-4'lerin bir kısmı 1997'de İsrail'de modernize edilmişti.
Türkiye, 70 F-16'nın modernizasyonu için 2021'de ABD'ye fakat üç yıl sonra bundan vazgeçti, modernizasyonun yerli imkanlarla yapılacağı duyuruldu.
F-35'ten çıkarılmayla değişen planlar
Peki tüm bunlar, Türkiye'nin hava kuvvetleri stratejisi açısında ne anlama mı geliyor?
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Türkiye uzmanı ve ABD merkezli düşünce kuruluşu Foreign Policy Research Institute (FPRI) Başkanı Dr. Aaron Stein bugünkü tabloyu "yönetim zafiyeti" ve "karışıklık" olarak niteliyor:
"Türk Hava Kuvvetleri'nin omurgasını F-35'ler oluşturacaktı. Fakat Türkiye F-35'leri kaybetti. O zamandan beri net ve tutarlı bir planı olmadı."
Stein, Türkiye'nin hava savunma programının mühendislik açısından düzgün gözüktüğünü ancak plansızlık nedeniyle, program yönetimi açısından değerlendirildiğinde "kaotik ve bulanık" olduğunu savunuyor.
Sinan Ülgen'e göre ise bu tablo kafa karışıklığından değil, AKP hükümetinin i almasının sonuçlarını doğru tartamamış olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye, hava kuvvetleri için uzun vadeli planını beşinci nesil savaş uçakları olan F-35'lere göre yapmıştı. Filosuna 100'den fazlasını katmak istediği F-35'lerin aynı zamanda parça üreticisiydi.
Türkiye'nin ürettiği kritik F-35 parçaları, önemli bir ihracat kalemi olacaktı.
Fakat Ankara ABD'nin uyarılarına rağmen almaya karar verince Türkiye'nin F-35 programına katılımı . 2021'deyse resmen programdan çıkarıldı.
Aaron Stein, "Kendinizi F-35'lerin üretim zincirinden çıkarttırıp daha sonra bu çok kötü bir tablo" diyor ve Türkiye'nin F-35 alımına bundan sonra hiçbir zaman izin verilmeyeceğini düşünüyor.
Sinan Ülgen ise "Ben kişisel olarak o zaman da S-400 kararına çok eleştirel yaklaşıyordum ama bu karar alınırken bunun doğuracağı sonuçların en üst kademede yeterince ayrıntılı olarak değerlendirilmemiş olduğunu da düşünüyorum" diyor.
Ülgen'e göre ABD ile ilişkilerin kötüleşmesi, Türkiye'nin Eurofighter'a yönelmesinde de bir etken.
F-16 varken Eurofighter gerekli miydi?
Aaron Stein, Türkiye'nin alacağı Eurofigher'ların radarlarının, elindeki F-16'lardan çok daha üstün olduğunu söylüyor.
Stein'ın vurguladığı bir diğer nokta da, Eurofigher'ların F-16'lara kıyasla, hem savunma, hem de saldırı anlamında avantajların olması.
Sinan Ülgen'e göre ise Eurofighter'ın F-16'lara kıyasla bir avantajı da, mühimmatını ABD'den alma zorunluluğu bulunmaması.
Türkiye Eurofighter'lar için yerli mühimmat üretebilecek.
'Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması algıyı değiştirdi'
Türkiye-ABD ilişkileri üzerine çalışan akademisyen ve analist Barın Kayaoğlu'na göre ise Eurofighter ve F-16 alımları için mevcut görüşmelerde dünyadaki güncel gelişmelerin de etkisi oldu.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kayaoğlu, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya saldırmasının, Batı ülkelerinin Türkiye'nin Karadeniz'deki en önemli kıyıdaş ülke olduğunu fark etmelerini sağladığını sölyüyor.
Kayaoğlu'na göre, NATO müttefiklerinin Türkiye'ye duydukları ihtiyacı yeniden fark etmesiyle birlikte Eurofighter ve F-16 alımları tekrar gündeme gelebildi.
Türkiye NATO'ya güvenmiyor mu?
Peki Türkiye neden 2030'larda KAAN uçakları kullanıma girene kadar, savunmasında NATO'nun beşinci maddesine (ittifak üyesi bir ülkenin saldırıya uğraması durumunda tüm ülkelerin, kendilerini de saldırıya uğramış kabul edip o ülkeyi savunması) güvenmedi?
Uzmanlara göre bu sorunun üç katmanlı bir yanıtı var: NATO'ya güvensizlik, tek amacın savunma olmaması ve NATO üyesi Yunanistan'la rekabet.
Sinan Ülgen, Ankara'da, NATO'nun ihtiyaç halinde Türkiye'ye yeterince yardımcı olup olmayacağına dair tereddütler olduğunu söylüyor:
"Bu tereddüt sadece Türkiye'de değil, Avrupa'nın birçok ülkesinde de var. Nedeni de ABD'nin bugünkü pozisyonu."
Ülgen, Türkiye'nin Rusya tarafından saldırıya uğraması durumunda NATO'nun net destek vermesinin bekleneceğini fakat aynısının olası bir İsrail saldırısında söylenemeyeceğini vurguluyor.
Ülgen'e göre Türkiye bu uçakları sadece kendisini savunmak için değil; aynı zamanda bölgesindeki Suriye, Irak ve Libya gibi ülkelerde güç projeksiyonu yapabilmek için de istiyor:
"Türkiye son 10 yılda doktrinini bu şekilde revize etti. O yüzden yalnızca caydırıcılık bakımından değil, güç kullanımı açısından da kendini avantajlı bir konuma getirebilmek için bu savaş uçaklarına ihtiyaç duyuyor."
Aaron Stein da Türkiye'nin çevresindeki çok sayıda çatışmaya dikkat çekiyor, "Türkiye'nin pek fazla yerden havaya hava savunma sistemi yok, esas hava savunması hava kuvvetleri" diyor ve ekliyor:
"Türkiye'nin güvenliğini planlayan bir yetkiliyseniz bu yırtıcı çevrede, İran'ın kitlesel drone saldırıları veya Ukrayna'daki türden saldırılar varken, bunlarla baş etmek için elinizdeki F-16'ların radarlarının yeterli olmadığını bilirsiniz."
NATO'nun 5. maddesi, sadece ittifak dışından saldırılara karşı koruma sağlıyor.
Türkiye, bir diğer NATO üyesi olan Yunanistan'ın 4.5 nesil Rafale ve 5. nesil F-35 uçakları sayesinde Ege'de kendisine üstünlük kurmasını da istemiyor.
Ankara bu nedenle savaş uçağı ihtiyacını gidermekte kararlı.
Aaron Stein'a göre Türkiye'nin F-16 modernizasyonu ve yeni F-16 alımı talebinin arkasında, .
AAN'ın takviminin yıllar içinde ertelenmesi ve hâlâ üretime girememiş olması da, KAAN'ı dördüncü nesil uçak olmaktan çıkarıp beşinci nesil uçak özelliği katacak motorun da üretim tarihinin 2030'lar olarak planlanması, Türkiye'nin diğer ülkelerden uçak alım ihtiyacını artırıyor.
Sinan Ülgen, Türkiye'nin hava savunma programının geleceğinin KAAN'ın planlanan tarihlerde üretime geçip geçmeyeceğine bağlı olduğunu söylüyor.
Ülgen ayrıca Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağını kullanma aldığı tarihlerde dünyanın altıncı nesil savaş uçaklarına geçmiş olacağına dikkat çekiyor.
Bu habere İdil Akşit de katkıda bulundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: