Nedir Bu Oniomani Yani Alışveriş Bağımlılığı…
İşe giderken, bir tatil günü gezerken ya da acil bir yerlere yetişmemiz gerekirken etrafımızı kuşatan ışıltılı rengarenk mağaza vitrinlerinde takılmayanımız yoktur. Özellikle uzun süredir pandemi sürecinden dolayı evlerde daha çok bilgisayar ve telefonlarımızla vakit geçirdiğimiz bu günlerde gerek telefon uygulamaları gerek tv reklamları gerekse de bilgisayar ortamları aracılığıyla çevremizi kuşatan e-ticaret portalları ile başımız dertte.
O benliğimizi kuşatan kıyafet aksesuar ve buna benzer bir çok objelerin ustalıkla sergilendiği o mağazalara girmesek bile vitrinlerin önünde günümüzün belli bir süresini harcamaktan mutluluk duyarken şimdi ise bunu telefonlarımız tabletlerimiz aracılığıyla parmaklarımızla sürekli bizi dürten reklam ve bildirimlerle yapmaktayız. Mutluluk ihtiyacımız ve can sıkıntımız arttıkça vitrin önlerinde, internet sitelerinde geçirilen süre ve harcanan paranın artış oranı da paralellik gösteriyor.
Artık alışveriş bir çılgınlık halini aldı ve bu çılgınlığını neresinde duracağımızı bilmek şart oldu. Pandemi aynı zamanda bir çok alışveriş alışkanlığımızı da değiştirdirdi. Önceden daha fazla giyim ve aksesuar tercih edilirken artık yediğimiz yemekten tutun mutfak , temizlik, kırtasiye tüm ihtiyaçlarımızı tek tıkla e-ticaret sitelerinden sipariş eder olduk.
Sürekli değişen mevsimlik moda Rüzgarları ve bunu takip etmeye çalışan birçok kişi bu çılgınlığı giderek büyüyen bir zincir haline getiriyor. Tabi bu durumu tetikleyen birçok neden özellikle sürekli tekrar eden indirim tarihleri gibi bir çok neden var ama önce durup bir düşünmelisiniz yaptığınız alışveriş miktarı ihtiyaçlarınızın ne kadar üstünde.? Pekiiiiii bunları düşünürken alışveriş hastası olabileceğiniz aklınıza geldi mi? Alışveriş hastası olup olmadığınızı değerlendirmek için kendinize sormanız gereken birtakım sorular mevcut.
Bunlara gelin bir de Burda bakalım
1- Son zamanlarda ihtiyaç duymadığınız her şeyi alıyor musunuz?
2- Dışarı her çıktığınızda X marka bu kadar indirim yapmış ye marka kampanya başlatmış bahaneleriyle her seferinde eliniz kolunuz paketlerle dolu eve mi geliyorsunuz?Alışveriş uygulamalarınızın sepetinde sürekli ürün mü var?
3- Gardırobunuzu belki bir gün şuraya gidersem giyerim diye düşünüp aldığınız ancak hala etiketleriyle duran kıyafetlerle mi dolu?
4- Ayakkabı ve çanta alışverişinde bir türlü kendinizi hakimiyet kuramıyor musunuz?
5-Peki ya bütün ait deli gibi çalışıp kazandığınız maaşınızdan geriye kalan size bir şey ifade etmiyor mu?
6- Üstelik butün bu aldıklarının çoğuna eve geldiğinizde beğenmiyor musunuz? Sürekli iade kargolarıyla mı uğraşmak zorunda mı kalıyorsunuz?
7-Biri beni durdursun cümlesini sık sık söyler mi oldunuz ?
8-Geceleri vicdanınız da boğuşurken aldığınız her şeye mantıklı bir neden arayarak kendinizi mi kandırmaya çalışıyorsunuz?
O zaman durup düşünme zamanı özeleştiri yapmalı ve bazı gerçeklerle yüzleşmelisiniz. Çünkü Siz bir alışveriş bağımlısısınız. Hoşunuza gitmese de ben bir moda ikonuyum deseniz de gerçek bu.
Nedir bu oniomani Tıp dilinde compulsive shopping olarak adlandırılan alışveriş hastalığı kişinin ihtiyacı ve yeterli parası olmaksızın düşüncesizce birçok şeyi satın almasıdır. Dizilere konu olmaya devam eden alışveriş hastalığına kapılan kişiler alışveriş sonrası sıkıntı ve suçluluk duyarlar.
Alışveriş yapamadıkları zamanda sıkılır ve kendilerini kötü hissederler bu sıkıntılarını gidermek için de tekrar alışveriş yaparlar. Bu durum tam bir kısır döngüdür. Kişi bunu bilinçdışı yapmaya başlar. Kendilerini kısa bir süre rahatlamış hissederler. Bu sayede aslında mutsuzluğumuzu bastırmaya çalışırız . Paylaşılamayan mutsuzluk şekil değiştirir ve bizi harcamaya iter. Aile içinde yaşanan sıkıntılar kendini sözel ifade edememe yaşanan sorunlara uygun dille açıklayamam a gibi iletişim problemleri sıkıntı ve gerginlik hali yaratır .
Öte yandan kişinin öz saygı ve öz benlik algısındaki düşüklük kendini yeterli görmeme kendi özelliklerini değil sahip olabileceklerine değer verme gibi durumlar da nedenler arasında. Alışveriş hastalığından söz edilse de tıpta henüz hastalık sınıflandırılması içinde değildir. Kadınlarda adet öncesi premenstural dönemde daha fazlı artış gösteren bu durumun etkileri birçok Hayat yıkmaya başladığı için özellikle de yarattığı kredi kartı mağduriyetleri , bitmek tükenmeyen aile içi kavgalara neden olması açısından önemini korumakta.
Ekonomik durumu elveren kesim delicesine alışveriş yapabilmesine karşın diğer grup bu özgürlüğe sahip olmadığı için yaşadığı stresi eşine ve çocuklarına yansıtmaktadır. Birçoğu her seferinde evden çıkarken kendine söz verir bu sefer asla bir şey almayacağım diye ama nafile elleri yine dolu gelir gerisin geriye evine.
Bayanların daha çabuk etkilendiği bu hastalık erkekleri de daha çok elektronik eşya alma konusunda esir alıyor. Peki internet bu hastalığın neresinde internet dünyasında yaygınlaşan online alışveriş siteleri bu çılgınlığın büyük parçalarından biri. şu an GSM operatörlerinin interneti sayesinde her an ulaşabildiğimiz 7 /24 açık olan online mağazalar, kriz tuttuğu zaman stres yaşadığımızda mutsuzluğun tavan yaptığı anlar da bir çare gibi karşımıza çıkar.
Elimiz hemen telefona sarılır hemen online bir alışveriş sitesi açılır ve buradan tıkınırcasına gereksiz lüzumsuz ve ne olduğunu bile tam kestiremedim iz Bir takım şeyler alınır telefon uygulamaları artık hızlı ödeme seçenekleri ile caydırıcılığı tamamen ortadan kaldırıldığı bir platformda yapılan tüm gelişmeler alışveriş çılgınlığını pekiştirici rol oynar.
Aşk ilişkileri bile sevgililerin birbirine ne kadar hediye aldığı ile ölçülür hale geldi. Ürün satıcıları da bu durumu Günden güne sunulan hediyelerin maddi seviyesini yukarı çekerek de seviye arşa çıktı.
Tetikleyici unsurlar nelerdir bakarsak firma sahiplerinin yaptığı cazip indirimler 2 haftada bir yapılan yeni kampanyalar dikkat çekici renklerle düzenlenen vitrinler ve sürekli etrafımızı kuşatan reklamlar insanları alışverişlere sürükleyen başlıca nedenler. Bunun yanı sıra bankaların vermiş olduğu kredi kartları ve bu Kredi kartlarının sunduğu cazip taksit olanakları ile alınabilmesi hastalığı destekliyor.
özellikle gençler kişisel özelliklerinden sıyrılarak kişilerin sadece sahip olduğu maddi ürünler bazında bir değerlendirme yaptıkları için sürekli bir Trend yakalama arzusu içinde olduklarından zihinlerini geliştirmek yerine gardıroplarını tıka basa doldurmak ile meşguller .
Gelelim bu işten nasıl kurtulabileceğimize. Her şeyden önce bu durumdan kurtulmanın tek yolu hastalığın farkına varmamız. İtiraf en iyi çözümdür. Haykırın” Merhaba ben Melisa evet ben bir alışveriş bağımlısıyım.” Gibi. Kendiniz fark edemez durumda yaşıyorsanız bu çılgınlığı sizi uyaracak kişilerin etrafında bulunması bu duruma el koyması gerekir. Evden çıkarken mutlaka ihtiyaçlarınıza gözden geçirin gerekirse eksikleri bir liste yapın bir görebileceğiniz en yakın yere ilişkin her dışarı çıktığınızda listeye göz atın. Hatta yanınıza alın Eğer tüm bunlar da yeterli olmuyorsa alışverişe çıkacağınız zaman sizi kontrol edebilecek Hatta alacaklarınızı engelleyebilecek bir yakınınızı yanınızda bulunsun.
Gerekli farkındalığa sahip olunca bir süreye yanınızda Kredi kartınızı almayın sadece nakit para ile alışverişe çıkın . Yok bunlar da kontrol sağlamanız için yeterli olmuyorsa mutsuzluğunuzun nedenlerini bulmak içi bir uzmandan yardım alın. Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Uzman Psikolog Melisa K. Dedeoğlu