RUSLAR'DAN RUM PROJESİ (GREK PROJESİ)
Yayınlanma :
31.10.2021 00:00
Güncelleme
: 24.02.2025 18:32


Bugün sizlere Çarlık Rusya döneminde hazırlanmış ancak uygulanamamış bir projeden bahsetmek istiyorum. Grek Projesi…
Bu projeyi kısaca, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle tarih sayfalarına gömülen Bizans İmparatorluğu’nun yeniden diriltilmek istenmesi olarak tanımlayabiliriz.
Peki Ruslar neden kendi ırklarından olmayan bir imparatorluğu yeniden diriltme rüyasına kapılıp bunu bir devlet politikası haline getirmiş olabilir?
Bu yazıda bu sorunun cevabını açıklamaya çalışacağım.
Yazıya başlamadan önce şunu da dile getirmek istiyorum. Bu sorunun cevabını verebilmek adına farklı zaman dilimlerine vurgu yapmak durumunda kalacağım. Bu nedenle yazıyı sabırla okumanızı rica ediyorum.
1202-1204 yılları arasında Papa 3.Innocentius, Kudüs’ü kurtarabilmek için bir haçlı seferi ilan etti. Tarihe 4.Haçlı seferi olarak geçen bu muharebe amacından saptı ve Haçlı ordusu İstanbul’u kuşattı. 1204 yılına gelindiğinde İstanbul zaptedildi ve şehir yağmalandı. Daha sonra ise İstanbul’da bir Latin İmparatorluğu kuruldu. Bunun üzerine Bizans prenslerinden Alexios, Trabzon’a giderek orada Trabzon Rum İmparatorluğu’nu kurdu. Bizans’a bağlı olan Mora Yarımadası’nda ise gelenek olarak Bizans Veliahtları despot unvanı ile yöneticilik yapıyorlardı. Yani Mora Yarımadası’nda da Bizans hakimiyeti devam etmekteydi.
1261 yılına gelindiğinde Bizans hanedan üyelerinden birisi olan 8.Mihail İstanbul’u tekrar ele geçirdi ve Bizans İmparatorluğu varlığını sürdürmeye devam etti.
1349 yılına gelindiğinde Mora Yarımadası’ndaki Bizans’a bağlı despotluk geleneği, bir devlet hakimiyetine dönüştü ve Manuil Kantakuzinos tarafından Mora Despotluğu resmen kuruldu.
1453 yılına gelindiğinde ise Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetti. Böylece Bizans İmparatorluğu tarihten silindi ancak yukarıda bahsetmiş olduğum senaryoların tekrar yaşanma ihtimalini ortadan kaldırabilmek adına Fatih Sultan Mehmet, Bizans prenslerini hizmetine aldı ve onlara paşa unvanı verdi. Ardından 1460 yılında Mora Despotluğu’nu 1461 yılında ise Trabzon Rum İmparatorluğu’nu fethetti. Böylece Bizans İmparatorluğu’nun dirilme umutları o dönem için sona ermiş oldu.
Mora Despotluğu’nun son hükümdarı olan Thomas Paleologos’un büyük oğlu Andreas Paleologos kendisinin Bizans’ın yasal mirasçısı olduğunu iddia etti. Ancak bir sonuç elde edemedi. Kız kardeşi Zoi Palaiologina ise Kardinal Bessarion’un etkisiyle Moskova Knezi 3.Ivan ile evlenerek Sofia adını aldı. Bu evlilikle birlikte Papalık Rusya’yı 3.Roma olarak kabul etti.
Ruslar, Knez 3.Ivan ile birlikte yeni bir sürece girdi. Knez 3.Ivan’ın evliliği, Rus tarihinde bir kırılma noktası oldu çünkü bu evlilik Papalık tarafından planlanıp tamamıyla siyasi bir zeminde oluşturuldu. Bizans soyundan gelen Prenses Sofya, Knez'in aklına girmiş ve Knez 3.Ivan'ı Bizans'ın varisi yapmıştı. Hatta öyle ki Knez 3.Vasili zamanında bu varisliğin temeli teslis inancı çerçevesinde muntazam bir şekilde oluşturulmuştu. Bu süreçten sonrada kendisini 3.Roma olarak gören Rusya, tarih sahnesinde kendisini artık böyle addederek milli emelini bu zemine oturtmuştur.
Grek projesinin temeli her ne kadar bu bahsetmiş olduğum durumlara daynıyor olsa da bu projeyi yalnızca bu nedenlerle açıklamamız doğru olmaz.
Bizans’ın varisi olma anlayışı zaman içerisinde ekonomik ve siyasi nedenlerle de yoğruldu ve ortaya harmanlanmış bir proje çıktı.
Çarlık Rusyası dönemine gelindiğinde 1.Petro’nun denizlere olan ilgisi ülkenin ileriye dönük dış politikasını derinden etkilemiştir. İlk defa bu dönemde sıcak denizlere inme fikri devlet politikası haline gelmiş ve bu ülküyü gerçekleştirmek için somut adımlar atılmıştır. Burada kastedilen sıcak denizlere inme hususu, öncelikle Karadeniz’i hakimiyet altına almayı,daha sonraları ise Akdeniz’e ulaşmayı ifade etmektedir.
Çariçe 2.Katerina dönemine gelindiğinde ise bu politika hassasiyetle uygulanmış, Kırım aşamalı olarak Rus topraklarına dahil edilmiştir. Ayrıca 2.Katerina, Grek Projesi’ni resmi olarak ilk kez gündeme getirmiş ve torunu Prens Konstantin’i bu projenin odak noktası olarak belirlemiştir. Yani İstanbul fethedilerek Bizans imparatorluğu yeniden kurulmak istenmiş ve Prens Konstantin’in bu devletin hükümdarı olması planlanmıştır. Ancak bu durumun kolay olmayacağının fark edilmesi üzerine Ruslar, sistematik bir şekilde yavaş ancak etkili adımlarla ilerleme kararı almıştır. Öncelikle bazı anlaşmalarla birlikte Ortodoksların savunucusu olduğunu tüm dünyaya kabul ettirmeyi başaran Ruslar, daha sonra ise sıcak denizlere ulaşarak bu ideallerini neticelendirmek istemişlerdir. Ancak 19.Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin uygulamış olduğu denge politikası ve 1.Dünya Savaşı esnasında Çarlık Rusya Rejimi’nin yıkılması bu amacın gerçekleşememesine neden olmuştur.
Her ne kadar günümüzde bu projeye dair net bir söylem olmasa da, bu projeden vazgeçilmediği kanaatindeyim.
Sağlıcakla kalın…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: