Son dönemde özellikle vizesiz olması ve yakın çevresinde yer alan vizesiz ülkeler sebebi ile tam bir geçiş noktası olan Karadağ; tarihi mekanları, bozulmamış doğası, denizi ile yaz sezonunda dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ağırlıyor..
Karadağ, Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda son düzlükte olduğunu düşünen bir ülke. Kapıdaki bu bekleyiş, her hareketin iki kat dikkatle incelendiği, her adımın "Avrupalı değerler" terazisinde tartıldığı bir süreç. Böyle bir ortamda, vize politikaları asla sadece bürrokratik bir formül değil; bir "aidiyet beyanı" halini alır.
Türkiye'ye yönelik vize uygulamasını, Brüksel'e "Bakın, sınır güvenliği ve müktesebata uyum konusunda ne kadar ciddiyim" demenin en net yollarından biri olarak okumak mümkün. Bu karar, AB’nin sıklıkla vurguladığı dış sınır yönetimi kriterlerine uyum için somut bir jest, klasik bir "uslu çocuk" testinden geçme çabasıdır. "Biz sizin kurallarınızı benimsiyor ve uyguluyoruz" mesajı, diplomasinin sessiz dilinde oldukça yüksek sesle çalınıyor.
Resmi Gerekçe: Güvenlik İddiası ve Yargısal Gerçek
Kararın resmi gerekçesi, başkent Podgorica'da yaşanan bir bıçaklı saldırı ve bu olaya Türk vatandaşlarının karıştığı iddiaları oldu. Hükümet, 'toplumsal düzen ve güvenliğin korunması' amacıyla, 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren bordo (umuma mahsus) pasaport sahibi Türk vatandaşları için vizesiz seyahati geçici olarak askıya aldı. Diplomatik ve özel pasaport sahipleri bu uygulamadan muaf tutuldu.
Ancak, olayın ardından gözaltına alınan bazı kişiler hakkında, savcılık tarafından saldırıyla ilgilerinin bulunmadığı tespit edildi. Yani yargı süreci, iddia edilen suç unsurlarını çürüttü. Bu durum, kararın ardındaki asıl motivasyonun güvenlikten çok, jeopolitik olduğu yönündeki görüşleri güçlendirdi.
Stratejik Komşuya "Pozisyon Revizyonu" Mesajı
İşin bir de Türkiye ayağı var. İki ülke arasında, özellikle son yıllarda, ekonomiden savunmaya uzanan sağlam bir iş birliği köprüsü bulunuyor. Karadağ’daki mega projelerde Türk şirketlerinin imzası ve insani bağların yoğunluğu düşünüldüğünde, bu karar sadece Ankara’da değil, Podgorica’daki iş çevrelerinde de şaşkınlık ve "Neden Şimdi?" sorusunu akıllara getirdi.
Burada devreye "stratejik mesaj" ihtimali giriyor. Karadağ, Türkiye’ye, ilişkilerin tek taraflı olmadığını, kendisinin de bağımsız bir aktör olarak farklı platformlarda farklı pozisyonlar alabileceğini hatırlatıyor olabilir. Bu, bir ilişki soğutmasından ziyade, bir "pozisyon revizyonu" ilanı gibi: "Biz her ne kadar iyi komşuysak da, yolumuz Avrupa. Ve bu yol bazen ortak politikalardan geçer" demenin diplomatik yolu. Bu hamle, daha geniş bir NATO ve AB bağlamında, Batı ile uyumlu hareket etme iradesinin de bir göstergesi.
İnsani Boyut: Hayatlar Üzerinde Asılı Duran Soru İşareti
Politika raporlarının satır aralarında ise insan hikayeleri kayboluyor. Karadağ’da yaşayan, ailesini ziyarete giden ya da iş için sık seyahat eden on binlerce insanın hayatına aniden bir belirsizlik ekleniyor. Bu karar, onlar için bir "jeopolitik hamle" değil; vize kuyruklarında geçirilecek ekstra saatler, ertelenen iş görüşmeleri ve aksayan aile buluşmaları demek.
Resmi makamlara göre, bu kararın ardından yaklaşık 9 bin Türk vatandaşı ülkeyi terk etmek durumunda kaldı. Geride kalanlar, özellikle iş kurmak veya gayrimenkul satın almak suretiyle oturum ve çalışma izni sahibi olan şirketler ile bireyler, derin bir belirsizlik içinde. Hükümetin, yabancı şirketler ve oturum izinleriyle ilgili 40 gündür açıklamadığı nihai kararını bekliyorlar. Bu bekleyiş, sadece bir prosedür değil; hayatları, yatırımları ve gelecek planları üzerinde asılı duran bir soru işareti.
Tek Hamle, Çok Anlam
Karadağ’ın vize hamlesi, küçük ülkelerin büyük satranç tahtasında nasıl akıllıca oynadığına dair tipik bir örnek. Hem Batı’ya bağlılık sinyali verip hem de Doğu’daki komşusuna dengeleri değiştirebileceğini hatırlatıyor. Gerçek niyet muhtemelen ikisinin arasında bir yerde: Brüksel’e “güvenilir ortak” portresi çizerken, Ankara’ya da “ilişkilerimiz dinamik ve çok boyutludur” mesajını göndermek.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin tepkisi ve AB sürecinde Karadağ’ın bu hamlesinin nasıl karşılanacağı, bu küçük Balkan ülkesinin çok yönlü diplomasisinin başarısını gösterecek. Unutulmamalıdır ki, uluslararası ilişkilerde bazen en sessiz adımlar, en çok yankı uyandıranları haline gelebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: