ARACIM KIŞ ŞARTLARINA HAZIR AMA BEN HAZIR MIYIM?
Karlı ve soğuk günler geliyor! Aracımız hazır, kış lastiklerimizi taktırdık, fren sistemimizde herhangi bir problem yok, avadanlık malzemelerimiz bagajımızda, soğutma suyundaki antifriz seviyemizi kontrol ettirdik. Bujilerimiz sağlam, aydınlatma sistemimizde herhangi bir arıza yok, sileceklerimiz ve havalandırma sistemimiz gayet iyi şekilde çalışıyor. Ama acaba soğuk ve yağışlı havalarda, ıslak ve kaygan zeminde araç kullanmaya hazır mıyız?
Bu tür zeminlerde araç kullanma ile ilgili herhangi bir eğitim almamış ya da tecrübe edinmemiş sürücüler başlarına gelebilecek tehlikelerin farkına çok geç varabilir, bir anda kendini ve diğer trafik kullanıcılarını tehlikenin tam içinde bulabilir.
Her türlü tehlikeli duruma karşı unutmamamız gereken ilk kural; DOĞRU TEDBİRLERİ ALMAK, TEHLİKEDEN KURTULMAKTAN ÇOK DAHA KOLAYDIR.
“Nedir bu tedbirler?” diye düşünecek olursak; ilk önlemimiz hızımızı mümkün olduğu kadar düşük tutmaktır. Unutmamalıyız ki normal yol ve hava şartlarında bile ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının birinci sebebi HIZ’dır. Kaygan zeminde kayma/savrulma başladığında hız yüksekse, oluşacak tehlikeyi ortadan kaldırmak neredeyse imkânsızdır.
Bir diğer diğer tedbir de takip mesafesini daha fazla bırakmaktır. Takip mesafemizi ne kadar fazla bırakırsak, önümüzde oluşacak tehlikeye önlem alabilecek zamanımız o kadar artar.
Sürüş sırasında dikkatimizi daha fazla arttırmalı, güzergâhımızda risk oluşturabilecek bölgeleri erken fark etmeliyiz.
Bu bölgeler nereler diye düşünecek olursak; virajlar, köprüler, viyadükler, tüneller, su birikintileri, rüzgârı çok alan bölgeler gibi yerlere yaklaşırken yine ilk tedbirimiz olan hızımızı düşürmeliyiz. Gizli buzlanma olabileceğini düşürerek, aracının kontrolümüzden çıkmayacak hızda olduğundan emin olmalıyız.
Sürücülerin yaptığı en büyük hatalardan biri de araç kayma eğilimine başladığı anda sert direksiyon hamleleri yapmalarıdır. Hatta tek hamle değil birkaç hamle peş peşe yapıldığında sonuç daha da kötü olabilir. Korku ya da panik halinde sert direksiyon hamlesi yaptığımızda aracımız direksiyonu çevirdiğimiz tarafa yönlenmeyebilir. Çünkü tekerlekler yanal kaymaya başladığında bu kaymayı durdurmak için yapılan hamle ya geç yapılmış yada gereğinden fazla yapılmıştır. Sürücü geç kaldığını düşünerek hamlesini sert yapmamalıdır. Özellikle kaygan zeminde ya da su birikintisinin üzerine yapılan sert hamleler aracın kontrolden çıkarak kendi etrafında dönmesine sebep olabilir.
Her gün geçtiğimiz yollarda, her gün geçtiğimiz virajda - viyadükte – tünelde – köprü üzerinde gece rüzgârın çok olması sebebi ile, sabaha karşı biriken su birikintisi buza dönüşmüş ve bizim tam şerit değiştirmek için direksiyonu çevirdiğimiz anda araç hâkimiyetimizi elimizden almış olabilir. Sağda solda araç kaydığında şöyle yapın, böyle yapın diye birçok öneri yazıları okuyoruz. Ben bu tür bir yazıyı okuyarak aracı savrulduğunda doğru hamleyi yapmayı öğrenen bir sürücü görmedim. Tecrübe edinmek için, bizden başkalarının da hareket ettiği trafik ortamının doğru olmadığını söylemeye gerek olduğunu da düşünmüyorum. Fakat bu tür bir eğitimi almak için ülkemizde gerekli şartların yeterli olmadığının da farkındayım.
En başta söylediğim gibi ilk önlem, bu duruma düşmemek için alınacak tedbirlerdir.
Kısaca tekrar etmek gerekirse; öncelikle bu seyahatin gerekli olup olmadığını düşünmeliyiz. Eğer mecbursak aracımızın hazır olduğundan emin olmalıyız. Aracımızda hazır ise kendimize şu soruyu sormalıyız. Ben bu şartlarda araç kullanabilecek tecrübeye sahip miyim? Kontrol kaybı olmaması için tehlikeleri erken tespit edebilecek miyim? Belirlediğim tehlikelere doğru önlemleri alabilecek miyim?
Eğer seyahate başlamadan önce bu şartları sağladığımızdan eminsek yola çıkmalıyız.
Başlangıç sloganımızı tekrarlamak istiyorum.
DOĞRU TEDBİRLERİ ALMAK, TEHLİKEDEN KURTULMAKTAN ÇOK DAHA KOLAYDIR.
ARACIM KIŞ ŞARTLARINA HAZIR AMA BEN HAZIR MIYIM?
Karlı ve soğuk günler geliyor! Aracımız hazır, kış lastiklerimizi taktırdık, fren sistemimizde herhangi bir problem yok, avadanlık malzemelerimiz bagajımızda, soğutma suyundaki antifriz seviyemizi kontrol ettirdik. Bujilerimiz sağlam, aydınlatma sistemimizde herhangi bir arıza yok, sileceklerimiz ve havalandırma sistemimiz gayet iyi şekilde çalışıyor. Ama acaba soğuk ve yağışlı havalarda, ıslak ve kaygan zeminde araç kullanmaya hazır mıyız?
Bu tür zeminlerde araç kullanma ile ilgili herhangi bir eğitim almamış ya da tecrübe edinmemiş sürücüler başlarına gelebilecek tehlikelerin farkına çok geç varabilir, bir anda kendini ve diğer trafik kullanıcılarını tehlikenin tam içinde bulabilir.
Her türlü tehlikeli duruma karşı unutmamamız gereken ilk kural; DOĞRU TEDBİRLERİ ALMAK, TEHLİKEDEN KURTULMAKTAN ÇOK DAHA KOLAYDIR.
“Nedir bu tedbirler?” diye düşünecek olursak; ilk önlemimiz hızımızı mümkün olduğu kadar düşük tutmaktır. Unutmamalıyız ki normal yol ve hava şartlarında bile ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının birinci sebebi HIZ’dır. Kaygan zeminde kayma/savrulma başladığında hız yüksekse, oluşacak tehlikeyi ortadan kaldırmak neredeyse imkânsızdır.
Bir diğer diğer tedbir de takip mesafesini daha fazla bırakmaktır. Takip mesafemizi ne kadar fazla bırakırsak, önümüzde oluşacak tehlikeye önlem alabilecek zamanımız o kadar artar.
Sürüş sırasında dikkatimizi daha fazla arttırmalı, güzergâhımızda risk oluşturabilecek bölgeleri erken fark etmeliyiz.
Bu bölgeler nereler diye düşünecek olursak; virajlar, köprüler, viyadükler, tüneller, su birikintileri, rüzgârı çok alan bölgeler gibi yerlere yaklaşırken yine ilk tedbirimiz olan hızımızı düşürmeliyiz. Gizli buzlanma olabileceğini düşürerek, aracının kontrolümüzden çıkmayacak hızda olduğundan emin olmalıyız.
Sürücülerin yaptığı en büyük hatalardan biri de araç kayma eğilimine başladığı anda sert direksiyon hamleleri yapmalarıdır. Hatta tek hamle değil birkaç hamle peş peşe yapıldığında sonuç daha da kötü olabilir. Korku ya da panik halinde sert direksiyon hamlesi yaptığımızda aracımız direksiyonu çevirdiğimiz tarafa yönlenmeyebilir. Çünkü tekerlekler yanal kaymaya başladığında bu kaymayı durdurmak için yapılan hamle ya geç yapılmış yada gereğinden fazla yapılmıştır. Sürücü geç kaldığını düşünerek hamlesini sert yapmamalıdır. Özellikle kaygan zeminde ya da su birikintisinin üzerine yapılan sert hamleler aracın kontrolden çıkarak kendi etrafında dönmesine sebep olabilir.
Her gün geçtiğimiz yollarda, her gün geçtiğimiz virajda - viyadükte – tünelde – köprü üzerinde gece rüzgârın çok olması sebebi ile, sabaha karşı biriken su birikintisi buza dönüşmüş ve bizim tam şerit değiştirmek için direksiyonu çevirdiğimiz anda araç hâkimiyetimizi elimizden almış olabilir. Sağda solda araç kaydığında şöyle yapın, böyle yapın diye birçok öneri yazıları okuyoruz. Ben bu tür bir yazıyı okuyarak aracı savrulduğunda doğru hamleyi yapmayı öğrenen bir sürücü görmedim. Tecrübe edinmek için, bizden başkalarının da hareket ettiği trafik ortamının doğru olmadığını söylemeye gerek olduğunu da düşünmüyorum. Fakat bu tür bir eğitimi almak için ülkemizde gerekli şartların yeterli olmadığının da farkındayım.
En başta söylediğim gibi ilk önlem, bu duruma düşmemek için alınacak tedbirlerdir.
Kısaca tekrar etmek gerekirse; öncelikle bu seyahatin gerekli olup olmadığını düşünmeliyiz. Eğer mecbursak aracımızın hazır olduğundan emin olmalıyız. Aracımızda hazır ise kendimize şu soruyu sormalıyız. Ben bu şartlarda araç kullanabilecek tecrübeye sahip miyim? Kontrol kaybı olmaması için tehlikeleri erken tespit edebilecek miyim? Belirlediğim tehlikelere doğru önlemleri alabilecek miyim?
Eğer seyahate başlamadan önce bu şartları sağladığımızdan eminsek yola çıkmalıyız.
Başlangıç sloganımızı tekrarlamak istiyorum.
DOĞRU TEDBİRLERİ ALMAK, TEHLİKEDEN KURTULMAKTAN ÇOK DAHA KOLAYDIR.