İklim değişikliği artık yalnızca bir çevre sorunu değil; uluslararası anlaşmalardan ticaret savaşlarına, kültürel dönüşümlerden toplumsal denetim mekanizmalarına kadar uzanan çok katmanlı bir mesele haline geldi. Türkiye’nin gündeminde yer alan İklim Yasası, ilk bakışta çevreyi koruma amacı güdüyor gibi görünse de, perde arkasında çok daha karmaşık bir denklem var: Bu yasa gerçekten yerli ve millî bir iradenin ürünü mü, yoksa küresel sistemin dayatmalarıyla mı şekilleniyor?
Mesele sadece hava, su ve toprak değil. Mesele; insanın fıtratı, özgürlüğü ve mahremiyeti. Bu sorulara cevap ararken, sadece yasa metinlerine değil, niyetlere ve uygulamalara da bakmak gerekiyor.
Uluslararası Zorunluluklar mı, Gönüllü Uyum mu?
Türkiye, 2015 Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak karbon salımını azaltma taahhüdünde bulundu. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat politikaları ve karbon vergileri, ülkemizi yeni bir yasal sürece zorluyor. İklim Yasası bu bağlamda şekillenirken; enerji bağımlılığının azalması, karbon piyasalarının kurulması, geri dönüşüm sistemlerinin gelişmesi gibi “beklenen kazanımlar” da kamuoyuna sunuluyor.
Peki ya işin görünmeyen yüzü?
Suçlu Kim?
Bugün “karbon ayak izi” kavramıyla bireyler sorumlu tutuluyor. Oysa dünyanın kirlenmesinde asıl rolü oynayanlar; yıllardır sınırsız üretim ve tüketimi sürdüren çok uluslu şirketler ve gelişmiş ülkeler. Doğayı tahrip eden aktörler, şimdi yeşil etiketiyle kendini aklamaya çalışıyor. Suç yine mazluma, yine bireye yükleniyor.
Dijital Denetim: Yeni Bir Tahakküm Mü?
İklim krizini bahane ederek insan davranışlarını puanlamak isteyen bir sistem sinsice inşa ediliyor. “Karbon kredisi”, “yeşil sosyal puan”, “akıllı şehir” gibi kavramlar kulağa hoş geliyor olabilir. Ancak bu sistemler; alışverişten ulaşım tercihlerine kadar her adımı izleyen, bireyin mahremiyetini delen, özgürlüğünü sınırlayan dijital bir kafese dönüşebilir. Unutmamak gerekir: İslam, niyetle sorumluluk yükler, algoritmalarla değil.
Ekonomik Bağımlılık Tehlikesi
Çevreye duyarlı üretim, kulağa hoş gelse de; bu dönüşümün finansmanı ve teknolojisi dışarıdan sağlanırsa, yerli sanayi dışa bağımlı hale gelebilir. Küresel çevre standartları bahanesiyle küçük esnafın, yerli üreticinin, Anadolu’nun sesi bastırılabilir.
Çevre Ahlakı: Kur’an ve Sünnet Işığında
Kur’an, çevresel bozulmayı insanın eline bağlar:
“Karada ve denizde bozulma, insanların elleriyle yaptıkları yüzündendir…” (Rum, 41)
İsraf, açıkça yasaklanır:
“İsraf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 31)
Efendimiz (s.a.v.) çevreyi korumayı ibadet seviyesinde değerlendirir:
“Kim bir ağaç diker de onun meyvesinden insanlar, hayvanlar ve kuşlar faydalanırsa bu onun için sadakadır.” (Müslim)
Osmanlı’da Çevre: Fıtrata Sadakat
Osmanlı'da çevre bir kanunla değil, ahlakla korunurdu. Vakıf sistemlerinde su kirletmek, ağaç kesmek yasaktı. Kuş evleri, hayvan hastaneleri, temizlik vakıfları; doğayı korumanın ibadetle bütünleştiği bir medeniyetin örnekleriydi. “Temizlik imandandır” prensibi, çevreye duyarlılığı sadece fiziksel değil, manevi bir sorumluluk olarak tanımlar.
Yeşil Devrim mi, Dijital Takip mi?
Evet, sıfır karbon hedefi, elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji yatırımları heyecan verici. Ancak bu dönüşüm, insanın iradesini yok sayan bir gözetim toplumuna evrilirse, doğa korunurken insan zedelenir.
Ne Yapmalı?
Yerli çevre teknolojileri geliştirilmeli.
Çevre bilinci; dijital puan sistemleriyle değil, iman ve ahlakla inşa edilmeli.
Camilerde çevre hutbeleri, mahallelerde doğa projeleri, çocuklara yönelik örnek uygulamalar teşvik edilmeli.
İnsanı doğadan koparmayan, doğayla barıştıran yeni bir toplumsal bilinç oluşturulmalı.
Sonuç Yerine
İklim Yasası ne şeytanlaştırılmalı, ne de kutsanmalı. Yasa bir araçtır. Bu aracın kim tarafından, hangi niyetle ve ne şekilde kullanılacağı belirleyicidir. Doğayı korumak, Müslüman’ın imanî görevidir. Ancak bu görev bahanesiyle insanın özgürlüğü, fıtratı ve mahremiyeti zedelenmemelidir.
“Doğa Allah’ın ayetidir. Ayetler robotlarla değil, imanla anlaşılır.”
“Mü’min feraset sahibidir; o, zahire değil, batına bakar.”
Hoşçakalın
Samim İğde
Yorumlar
Kalan Karakter: