Denge, evrende ve insan hayatında doğal bir düzenin varlığını gösteren temel bir ilkedir. Hayvanların popülasyonlarından doğanın işleyişine kadar her şey dengeye dayanır. İnsan hayatında da hem kişisel hem de toplumsal düzeyde denge, sağlıklı ve uyumlu bir yaşam sürmenin anahtarıdır.
Ekolojik Sistemlerin İşleyişi
Doğa, dengeye dayalı bir sistem olarak işler. Doğadaki her varlık bu dengenin bir parçasıdır ve sistemdeki küçük bir bozulma bile büyük sonuçlar doğurabilir. Örneğin, avcı hayvanların azalması, av popülasyonlarının kontrolsüz şekilde artmasına ve bu durumun bitki örtüsüne zarar vermesine yol açar. Aynı şekilde, ekosistemlerde aşırı yağmur sele, aşırı kuraklık ise çölleşmeye neden olur. Bu denge bozulduğunda, doğa insan müdahalesi gerektiren felaketler yaşar. Ormanların aşırı kesilmesi veya sanayileşmenin hızlanması sonucunda ekosistemlerdeki bozulmalar buna tipik örneklerdir.
Aşırılıklar ve Tatminsizlik
Aşırılıklara baktığımızda, daha fazla tat almak için ya yemek miktarını artırırız ya da tatlandırıcıları çoğaltarak ilk aldığımız tada ulaşmaya çalışırız. Alışverişte aynı gömleğin on farklı rengini almak, ellinci ayakkabıyı satın almak da bu tür bir dengesizliğin işaretidir. İnsanın bir alandaki aşırı davranışları, hayatın başka bir alanında bir dengesizlik olduğunun sinyali olabilir. Şehirlerdeki yoğun nüfus, trafik sıkışıklığına, kazalara ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olur. Hayatta her şeyin bir kıvamı vardır. Alt veya üst aşırılıklar, bu döngünün dengesini bozarak yaşamı zorlaştırır.
Bu konuda Konfüçyüs şöyle der:
“Denge, her şeyin anahtarıdır; ne fazlası ne de azı, tam ortası.”
İnsanın Dört Unsuru
Beden, ruh, zihin ve duygular, insanın dört temel unsurudur. Bu unsurlar birbirine bağlıdır. İç ve dış dünyası dengede olan insan, daha başarılı ve mutludur. Ancak bu unsurlardan biri bozulduğunda, örneğin bedensel sağlığına dikkat eden biri zihinsel ve duygusal sağlığını ihmal ederse genel sağlığı bozulabilir. Bu, tıpkı bir arabanın dört lastiğinin dengesiz şişirilmesine benzer. Bir lastik fazla şişirilmişse ya da diğerlerinden az hava basıncı almışsa, araba düzgün ilerleyemez. Sürücü biziz ve aracı dengede tutmak bizim sorumluluğumuzdur.
Bağımlılık ve Dengesizlik
Aşırı davranışlar, dengenin bozulmasının bir sonucudur. İnsan, hayattan keyif almak ister; fakat bu keyfi tek bir alana indirdiğinde bağımlılık geliştirebilir. Bu bağımlılık bir insana, alışverişe ya da bir oyuna olabilir. Kişi hayatın diğer unsurlarından keyif alamaz hale gelir ve davranışları tek bir tipe dönüşür.
İş-Yaşam Dengesi
Günümüzün sorunlarından biri de iş-yaşam dengesinin bozulmasıdır. Sürekli işine odaklanan biri, ailesine veya kendisine yeterli zaman ayıramadığında hem fiziksel hem de ruhsal tükenme yaşar. Aşırı çalışmanın fiziksel hastalıkları ve ruhsal sorunları artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İşkolik bireyler genellikle ciddi stres bozuklukları ve kalp rahatsızlıkları yaşarlar. Bu durum hayatın bir noktasında durup düşünme gerekliliğini işaret eder. Hayat bazen bize "Dur, dinlen ve düşün" der. Bu bir tür "dengede olma" uyarısıdır.
Rivayete göre, bir gün Mevlânâ’ya bir adam gelir ve dert yanar:
"Sürekli işlerle uğraşıyor, dünya telaşından ibadet edemiyorum."
Mevlânâ ona der ki:
"Dengeyi bul; çünkü ibadet sadece secdede değil, işte ve hayatta da olur."
Bu kıssa, insanın her alanda bir denge kurması gerektiğini öğütler.
İlişkilerde Denge
İlişkilerde denge, sağlıklı birlikteliklerin temel taşlarından biridir. Psikolojide, ilişkilerde karşılıklı "verme ve alma" dengesinin sağlanması önemlidir. Bir taraf sürekli fedakârlık yaparken diğeri bu fedakârlığı suistimal ederse ilişkide dengesizlik başlar. John Gottman’a göre, pozitif ve negatif etkileşim oranı dengeli olmadığında ilişkilerde çözülme kaçınılmazdır. Sağlıklı bir ilişki, her iki tarafın da katkıda bulunduğu bir denge üzerine kuruludur.
Toplumsal Denge
Kadın ve erkek rolleri, toplumsal denge açısından önemlidir. Geleneksel cinsiyet rollerinin dışına çıkıldığında toplumlarda dengesizlikler baş gösterir. Kadının erkek rollerini üstlenmesi ya da erkeğin kadınsı rolleri benimsemesi, ilişkilerde ve toplumsal yapıda sorunlara neden olabilir. Günümüz evlilik ve ilişki sorunlarının temelinde bu rol değişimlerinin yarattığı dengesizlikler yatmaktadır.
Güç ve Zorbalık
Güç dengesinin bozulması, bireyleri ya da toplumları aşırılığa sürükler. Firavun, gücün aşırılaşmasının zorbalığa dönüşmesinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Gücün dengesiz kullanımı toplumsal huzursuzluklara ve adaletsizliklere yol açar. Bu durum, yalnızca yönetimlerde değil, aile ve sosyal ilişkilerde de geçerlidir.
Dengeli Yaşam
Zihinsel, ruhsal, fiziksel ve duygusal unsurların bir arada uyum içinde olduğu bir hayat, dengeli bir yaşamın anahtarıdır. Zihinsel olarak aktif kalmak, ruhsal anlamda huzurlu olmak, fiziksel sağlığı korumak ve duygusal dengeyi sağlamak, yaşam kalitemizi belirler. Örneğin, mindfulness (bilinçli farkındalık) teknikleri, zihinsel ve ruhsal dengeyi korumak için etkili bir yöntemdir. Anda kalmak, stresi yönetmek ve içsel huzuru sağlamak bu yolla mümkün olabilir.
Bir insan, iş, aile, sosyal yaşam ve kişisel gelişim arasında bir denge kurabilmek için yaşamını sürekli gözden geçirmelidir. Tıpkı bir pilotun göstergeleri kontrol etmesi gibi; hız, yükseklik ve yön sürekli izlenmezse uçuşta sorunlar çıkabilir.
Dengeyi Kurmak ve Korumak
Dengeyi kurmak ve korumak, yaşamın her alanında gözetilmesi gereken bir ilkedir. Kişisel, sosyal ve toplumsal düzeyde dengeyi sağlamak, sadece bireylerin değil, tüm insanlığın huzur ve mutluluğu için gereklidir. İnsan, içsel dengesini bulduğunda, bu denge dış dünyaya da yansır. Tıpkı bir doğa yasası gibi, denge bozulduğunda kaçınılmaz olarak düzensizlik ve kaos ortaya çıkar.
Sonuç olarak, dengeli bir yaşam sürdürebilmemiz umuduyla... Sevgiler,
Arzu Tarakcı
Yorumlar
Kalan Karakter: