Beş ayı geçmiş. Her gün yüzlerce masum öldürülüyor beş aydır. Kanıksadık mı? Normalleşti mi? Ama bugün Gazze’de durum beş ay öncesinden çok daha kötü. Taş üstünde taş kalmadı. Hatta beş ay önceki bombardımanlardan arta kalan taşlar un ufak oldu. Hastaneler, camiler, Kiliseler, okullar; hepsi yıkıldı. Yıkılan binaların içine giren İsrail askerleri, binalardaki Gazzellilere ait değerli eşyaları nasıl yağmaladıklarını alenen sosyal medyada paylaştılar. Gazzelilerin organlarını çaldılar. İyice kıstırılmış, hiçbir ihtiyacını karşılayamayan insanlar, şimdilerde hayvan maması, kaktüs ya da ayrık otu yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor. Bombaların verdiği zararın ötesinde bir insani krizle karşı karşıyayız. Bebekler açlıktan ölmeye başladı.
Moğollar müzik grubunun bir şarkısı vardır, bilir misiniz: Bir şey yapmalı! Bağırarak söylerler bu nakaratı, defalarca. Şimdi ben de onlar gibi bağırmak istiyorum: Bi şey yapmalı! Bi şey yapmalı! Bi şey yapmalı!
Şu mütevazı köşeden sizlere haftada bir seslenebilme imkânımı kullanarak, “ne yapabilirim” diye düşündüm. Kıssada Hazreti İbrahim’in ateşine ağzıyla su taşıyan karınca misali, size şu boykot işini yeniden hatırlatabilirim. Sesimiz çok duyulmasa da “safımız belli olsun”. Boykot mevzuunda gevşedik mi? Evet biraz gevşedik galiba.
“Ramazan geliyor Kudüs hurması almasak yeter mi? Çünkü Kudüs hurması aslında İsrail hurması.”
“Yetmez ama evet.”
“Başka?”
Bu hafta Alman bankalarından Commerzbank, Gazze’ye yardım eden ya da Gazzelilerle iş yapanlara karşı yaptırım kararı aldığını duyurdu. Zalimin yanında, mazlumun karşısındalar: tıpkı Alman devleti gibi… Bu hafta gözüme çarpan başka bir haber ise şöyle: “Nikaragua, Almanya aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’na dava açtı.” Neden? İsrail’e destek olduğu için…
Bu yüzden benim aklıma da İsrail Devleti’ne destek veren firmalarla ilgili bir yazı yazmak geldi.
Gazze savaşının hemen başında yüz altı dev Alman şirketi “Nie Wieder Ist Jetzt!” başlığıyla bir bildirge yayımladı. Yani, “Şu an bir daha asla zamanı”… Bu başlık, şu ifadenin özeti gibi sanki: “İkinci dünya savaşında bir hal işleyip Yahudi soykırımı suçu işledik. Ama bir daha asla İsrail’in karşısında olmayacağız. İsrail de bizim gibi soykırım suçu işlese bile.”
Bildirgenin metninde ne gibi ifadeler var peki: “Alman şirketleri olarak her türlü Yahudi karşıtlığı ve düşmanlığının karşısındayız. Tarihsel sorumluluğumuzun farkındayız. Bu yüzden Almanya’nın her tarafındaki Yahudi vatandaşlarımızla dayanışma içinde omuz omuza durmaya davet ediyoruz. Almanya’da Yahudilere nefrete yer yoktur. “Bir daha asla” her bireyin sorumluluğudur. “Bir daha asla zamanı…”
Yedi Ekim’den sonra Almanya’daki masum Yahudiler, hayatlarından endişe ediyorlarsa elbette ki can ve mal güvenliği sağlanmalıdır. Tıpkı orada yaşayan Türkler ya da Araplar gibi… Ama bildirgeye adını koyan firmaların birçoğu İsrail Devleti’ne yardımda bulunuyorsa, Öldürülen bin kadar İsrailliyi görürken, on binlerce Filistinlinin katledilmesini, milyonlarcasının vatanlarının ellerinden alınmasını görmüyorsa, yani dolaylı olarak Gazze’deki katliama destek oluyorlarsa orada bir yanlışlık var demektir. İşte bildirgeye ismini koyan ve bazıları Türkiye’de de iş yapan yüz altı şirketin logoları:
Yorumlar
Kalan Karakter: