En deli halim, en dolu, en dağınık ve en çocuk. Masumiyet bir güz yaprağına denk gelmiş olsa bile, sen nasıl alıpta, kuruttun o beyaz narin ellerinde? Avuç için ağlamadı mı gece uyurken sağ yanağına götürdüğünde!?Mevsimlerin yerini değiştiren, yüzündür gece yağmurun üzerine düşen. Öpüp başıma koymuştum, göl kıyısı düşlerin eteğinde. Kuşlar yolunu kaybedince, kitaplığına bakardı bilirdim. Sen ki kuşlara yön vermişsin, bana mı yol vermeyecektin?
Bir dalganın en sevimli tarafıydım. Sana akarken durulurum sandığım. Çağladım! Gökyüzüne açtığın yol da, hiç durmadan sana koşacağıma aşk içtim. Belirsiz bir sesim vardı, sesinle yanyana gelince, belirginleşip, netleştim. Peki ya sen nasıl bensizliği seçtin? Ki ben sana, biraz öteye kayar mısın bile demedim…
Bulutlar diyarına bir bilet kestirdim. Yollarıma gül dök demeyeceğim. Ayrılığın kahkahasını sen sevmiş olabilirsin ama ben hiç sevmedim. Sesini kesip döneceğim. Dediğin doğrudur belki gerçekten ben bir deliyim! Sen çok akıllı olduğun için inzivaya çekildin. Bak sana ne diyeceğim, annem de pilavı göz kararı yapardı. Bir tas pirince, iki bardak su dökmek gibi, yok öyle benim de sayısal dertlerim. Alabildiğine, alabildiğine sevdiğim…
Kabuğumda büyüdüğüm içindir ki, soyuldu şiire içim. İçinden geçmeseydin, düşmezdi kuytusuna turnalar, gelmezdi hiç haberin. Ay gibi iki yana açılan kollarının, göğsünün cahili değilim. Sen öğrettin! Kalemin ucuna matem de verebilirdim. Ama ben seni gömleğim, ben seni tülbentim, koynumda bir mendil gibi yanımda gezdirdim. Naylon çiçek değildim ki sevdiğim. Seninle verimli kalbim. Toprağım, ekinim, hasadımsın benim.
Eda Tosun
Yorumlar
Kalan Karakter: