Soğuk ve hissiz şehrin merdivenlerinden aşağı düşerken kalbin, ruhunun yanıkları bazen çayır olur, bazen de çimen…
Hırpalanmış gözlerinden geceye su içirirken sen, farkında olmadan iki can bir araya geliyordu. Ne çok inanıyordun tazecik sevinçlere, içlerine zehir ektiğini bilmeden...
"İnsan biraz bitmektir." derdi annem. Biraz gitmek ve sonra delik deşik bir bilet uzatır sana hayat; geçim kaynağın olsun diye. Nasılsa yoktun sen, açık yeşil denizlere yürürken…
Tomurcuklarıyla birlikte kırılan bahar dallarımı, nakışlı yaralardan aldım diyorum, vermiyorum adını. Bir bağ evinden yazıyorum; etrafı sevgi, umut ve aşk dolu. Kışı nasıl uğurlayacağımı öğrenmiştim on iki yaşımdayken…
Yaprak düşerken onunla ağlardım, daha evimin adresini bilmezken. Bahar mevsimi umudun arsızlığını sever. Şımarık sevincini, haylaz heyecanını… Yerinde duramayan, az sonra açacağını sandığı kalpleri… Her ne ise o şimdi, seni hayattan çekip bir kenara atan, direnmenin tam da yeridir burası.
Bak, ne diyor şair:
"Öyle mahzun olma hayatın karşısında, bir bahara yenilen koca bir kışı hatırla."
Her bahar, içinde bir kış taşır. Her umut, bir kırıklıkla büyür. Ve her başlangıç, aslında bir sonun içinden filizlenir…
Eda Tosun
Yorumlar
Kalan Karakter: