Gökyüzünde süzülen kuş, o kadar yüksekte uçuyormuş ki, aşağıda olan biten her şeyi, bütün dünyayı görebiliyormuş. Uzak diyarlardaki savaşları, büyük şehirlerin telaşını, ormanlardaki yangınları ve denizdeki kirliliği seyredermiş.
Bunları seyreden kuşun kalbi her geçen gün daha da ağırlaşırmış. "Bu dünya ne kadar da kötü bir yer" diye düşünür, “Her şeyi değiştirmek istiyorum ama ne yapabilirim ki? Ben sadece küçük bir kuşum." diye düşünür dururmuş.
O kadar çok üzülmüş ki, kanatları artık onu taşıyamaz hale gelmiş. Yavaşça süzülerek, küçük bir bahçedeki yaşlı ve bilge bir ağacın dalına konmuş. Ağaç, kuşun kederli halini hemen anlamış.
"Ne bu hüzün, küçük dostum?" diye sormuş.
Kuş, derin bir iç çekerek cevap vermiş: "Dünyanın hali içler acısı, bilge ağaç. Her yerde acı ve yıkım var. Ben ise o kadar çaresizim ki, hiçbir şeyi değiştiremiyorum."
Yaşlı ağaç gülümsemiş. "Sen bütün dünyayı değiştirmek zorunda değilsin ki," demiş. "Bak, etrafına bir bak."
Kuş, ağacın gösterdiği yöne bakmış. Gördüğü manzaraya inanamamış. Burası, etrafındaki kasvetli dünyadan tamamen farklı bir yermiş. Bahçedeki çiçekler o kadar canlı renkler taşıyormuş ki, gözleri kamaşmış. Meyve ağaçları o kadar bolmuş ki, dalları yere eğilmiş. Arılar vızıldayarak çiçekten çiçeğe konuyor, nehir şırıldayarak akıyormuş, kelebekler dans ediyormuş. Bahçeye bakan yaşlı bir kadın, özenle her bitkiyle tek tek ilgileniyormuş. Kadının yüzünde huzur dolu bir gülümseme varmış.
Yaşlı ağaç, kuşun şaşkınlığını fark edince konuşmaya devam etmiş: "Bu bahçeyi görüyor musun? Dışarıdaki o büyük, kaotik dünyanın bir parçası ama aynı zamanda kendi içinde bir dünya. Buranın sahibi olan kadın, bütün dünyayı değiştirmeye çalışmadı. O sadece kendi bahçesini güzelleştirmeye odaklandı. Suladı, gübreledi, korudu ve sevgiyle ilgilendi. Ve sonunda, kendi dünyasını yarattı. Güzelliğin, huzurun ve bereketin olduğu bir dünya."
Kuş, bu hikayeyi dinlerken yavaş yavaş kanatlarının hafiflediğini hissetmiş. Anlamış. Bütün dünyayı kurtarmaya çalışmak yerine, kendi küçük bahçesini, yani kendi dünyasını güzelleştirmesi gerektiğini anlamış. O gün o ağaçtan ayrılmış ve kendi küçük dünyasını inşa etmeye başlamış. Belki bütün dünyayı değiştiremedi ama en azından kendi yaşadığı yeri, kendi dünyasını daha iyi bir yer haline getirebilirdi. Ve bu, aslında en büyük başlangıçtı.
Bu kuşun hikayesi "Dünyayı değiştiremezsin ama dünyanı değiştirebilirsin" bakış açısının gücünü anlatır. Bazen kendimizi o kadar büyük sorunların içinde buluruz ki, çaresiz hissederiz. Oysa en büyük etki, kendi yaşamımızda, kendi çevremizde, küçük adımlarla başlar.
Dünyayı Değiştirmek İsteyen Bir Kuşun Hikâyesi
Gökyüzünde süzülen kuş, o kadar yüksekte uçuyormuş ki, aşağıda olan biten her şeyi, bütün dünyayı görebiliyormuş. Uzak diyarlardaki savaşları...
Yayınlanma :
30.09.2025 10:39
Güncelleme
: 30.09.2025 10:42
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: