İnsan Neden Kendi Olamıyor?

Dikkat ettiniz mi? 
İnsanlar hep bir koşturma içinde. Bu koşturmacanın içinde sanki bir yere yetişmesi, bir şeyler yapması ve bir şeylerin olması gerekiyor. Sanki bir şeylere geç kalınmışta neye geç kalındığını kimse bilmiyor. İnsanların farkında olmadığı bir şey var o da toplum bilinci her zaman birey bilincini yutar. Yani toplum ne derse kişi onu doğru sayar. Buna yüz maymun hikayesini örnek vermek istiyorum; Japonya’da adaların birinde maymunlar böbrek rahatsızlığından ölürmüş. Bunu merak eden bir doktor araştırma yapar ve görürki tüm maymunlar yerin altından çıkardıkları patatesi çamurlu yedikleri için böbrekleri iflas edip ölmektedir. Bunun üzerine doktor, genç maymunlardan birini alarak ona deniz kenarında patatesi yıkatıp yemeyi öğretir. Bunu gören diğer maymunlar da patatesi yıkamaya başlar ve tam yüzüncü maymun patatesi yıkamaya başlayınca adadaki ve komşu adadaki tüm maymunlar patatesi yıkayıp yemeyi öğrenir. Buna kısaca morfik alan deniliyor. 
Yani morfik alan teorisine göre doğada bir tür hafıza mevcuttur. Bu morfik alan içerisindeki canlılar bu ortak bilgi havuzu sayesinde birleşebiliyorlar. Aynı şekilde bilgi kollektif (toplum) bilincine kaydedilip evrenin başka bir yerinde eşzamanlı olarak da  var olabilir.  
Bu minvalde bir çok insanlar da kapitalizmin dayattığı morfik alanın içinde; ünlü olmak, zengin olmak, çok başarılı olmak, çok güzel olmak gibi hedeflerin içinde eriyip gitmekte. Hani Yunus Emre’nin, “Bir ben var, benden içerde” dediği o benler bu toplumun içinde eriyip gitmekte. 
Peki ne yapılabilir? 
Herkes gibi olmak yerine, özgün olmak için, kendin için ne yapılabilir? 
Tabiki bir yüzüncü kişi grubunu oluşturmak. Yani kendi özünde kendinle buluşmak. Bunun için de kendine emek vermek gerek. Önce kendine emek; kendi içinde kendi özgünlüğünde, kendinle tanışmak, kendinle hemhal olmak. “Kendini bilen Rabbini bilir.” denilen yolun yolcusu olmak..
Bu yaşam hepimizin varacağımız yer değil, yürüyeceğimiz yoldur aslında.
Tüm yolculuk, sonuç değil, süreçtir aslında..

@Ezo Filiz Bayrakoğlu