HESAPLAŞMA ZAMANI
Türkiye’de Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Laik-Muhafazakâr fay hatlarında yıkıcı depremler oldu, Ülke büyük zararlar gördü. Sağ-sol çatışması, 28 Şubat süreci ve Fetöcü-PKK terörü yaşandı. Birbirinden nefret eden kitleler var. Fakat kırk beş yıldır süregelen bu nefret ve kutuplaşma süreci sosyolojik olarak topyekûn bir yıkıma sebep olmadı. Başkaca fay hattı kalmadığı için ben toplumumuzda yeni bir kaos dönemi beklemiyorum. Lakin siyasal partilerin birbirleriyle ve kendi içlerinde yaşadıkları ciddi hesaplaşmalar var ve bu hesaplaşmalar partilerde ciddi gerilimlere ve yeni bölünmelere sebep olacağa benziyor.
PARTİLERDEKİ İÇ HESAPLAŞMALAR
Ak Parti’den ilk olarak Abdüllatif Şener’in ayrıldığını hatırlıyoruz. Daha sonra partide giderek etkisini yitiren Abdullah Gül’ün küskünlüğü var. Sonunda Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adaylığı için diğer partilerle görüştüğü söylentileri yayıldı etrafa. 15 Temmuz süreci sonrası İdris Naim Şahin, Sadullah Ergin ve Hüseyin Çelik gibi isimlerin ayrıldığını gördük. Ali Babacan, bakanlık görevini bırakırken gözyaşlarına boğulmuştu. Daha sonra ayrı bir parti kurdu. Benzer biçimde Ahmet Davutoğlu da Ak Parti’den ayrılarak yeni bir parti kurdu. Başkanlık sistemi sonrası Ak Parti’de yeni ayrılmalar ve hesaplaşmalar olur mu bilinmez.
MHP’de bir düzine genel başkan yardımcısı, haklarında uygunsuz görüntüler olması sebebiyle istifaya zorlanmıştı. Ardından bir grup eski askerin MHP’ye girip yönetimi ele geçirme girişimi olmuştu. Bu girişim püskürtüldükten sonra MHP içinden kalabalık bir grup ayrılarak İyi Parti’yi kurmuştu. Bu gelişmeler Cumhur İttifakı’nın üyesi olan bu iki partinin oy oranını ciddi biçimde düşürdü.
Ardından Millet İttifakı’nın üyesi olan partilerde ciddi hesaplaşmalar yaşanmaya başladı. Önceden CHP’deki Emine Ülker Tarhan gibi ulusalcı kanattan isimler tasfiye edilmişti. Bu grup Anadolu Partisi’ni kurmuştu. Ardından yakın zamanda CHP’den ayrılan Öztürk Yılmaz Yenilik Partisi’ni kurdu. Şimdi de Muharrem İnce… Daha evvel CHP içindeki muhaliflerin ne söylediğini pek dinleyen yoktu ama bu sefer başka… Bazı araştırma kuruluşlarının anketlerine göre, CHP yönetiminin seçimlerde yıllardır istenen başarıyı elde edememesi, İstanbul il Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun ısrarla “Atatürk” demeyerek yerine “Mustafa Kemal” ismini kullanması, gayrı millilik iddiaları ve Muharrem İnce’nin karizması gibi sebeplerle CHP’nin ham oyları %20’nin altına düşmüştür.
Oy oranını %11’ler düzeyine çıkaran İyi Parti’nin başı da Parti’nin ağır toplarından Ümit Özdağ gibi isimlerle belada. Partiden ayrılan ya da pasifize edilen bir grup bazı parti üyeleri hakkında Fetöcülük, Sorosçuluk, HDP ile gizlice anayasa çalışması yapılması ve benzeri ithamlarda bulunmaya başladı. Bu ithamlar hakkında bazı belgeler olduğu ve bunların kamuoyuna sunulacağına dair iddialar bulunmakta. En yeni ve belki de en çok şeye gebe hesaplaşmalardan birinin İyi Parti uhdesinde yaşanması hiç sürpriz olmaz.
HDP’e ise partiden çok bir politbüro reflekslerine sahip. Kadın hakları söylemini en mahir biçimde kullanan parti yönetimi, bir milletvekili tecavüz suçu işlediğinde üzerini kapatma çabasına giriyor. Çevrecilikle ilgili söylem ve sloganları en fazla kullanan parti olmasına rağmen PKK’nın Türkiye’nin farklı yerlerinde orman yakmasına ses etmiyor. Milletvekilleri rızaları alınmadan çocuklarını dağa, ölüme kaçırdıkları ebeveynlere “satılmış!” diye bağırıyor. Ne olursa olsun HDP yönetiminin kendisini sorgulayacağı, muhalif unsurların gelişeceği bir ortamı yok. Fakat PKK’nın Doğu’da, toplum içindeki gücü ve potansiyeli azalıyor. Aynı oranda HDP de seçmen kaybediyor.
Bütün bunlar, Türkiye’deki partilerin kendi içlerinde ve birbirleriyle öncekilerden çok daha sert hesaplaşmalara gireceğini gösteriyor.
PEKİ YA DÜNYA?
Dünyanın başka birçok yerindeki hesaplaşmalar, toplumsal yarılmalara ve kaosa evrilme potansiyeline sahip. ABD’de seçim bitti fakat Trump’ın koltuğunu sessiz sedasız Biden’a bırakması mümkün görünmüyor. Cumhuriyetçi paramiliter gruplar ile Demokratları destekleyen silahlı Antifa her an çatışmaya başlayabilir. Ermenistan’da Paşinyan’a suikast girişiminde bulunuldu, her an rejim değişebilir. Suudi Arabistan veliahtı MbS, Kaşıkçı cinayetinden sonra Trump’tan büyük destek görmüştü ama seçim sonuçlarını öğrendikten sonra en fazla stres yaşayan liderlerden biri olsa gerek. ABD seçim sonuçlarına bağlı olarak bütün Arap ülkelerinde rejim değişikliği olma ihtimali bulunuyor. Fransa’da Sarı Yelekliler eylemlerine devam ediyor. Avrupa’nın tamamında İslamafobi çığ gibi büyüyor. Brezilya’nın başındaki adam Biden’a ağzına geleni söylüyor. NATO tarafından askeri olarak, küreselciler tarafından ekonomik olarak ve art bölgesindeki ülkelerde gerçekleşen renkli devrimler sebebiyle iyice çevrelenmiş Rusya, her an bir çılgınlığa imza atabilir. İsrail’de yeni hükümet çok zor kuruldu ve aylardır Netenyahu aleyhtarı gösterileri sürüyor. Peki, sonuç? Sonuç: Hazır olun, bu sefer son dönemece giriyoruz…