Lisede sıra arkadaşım, bana babasıyla İnci Baba arasındaki ilişkiden bahsetmişti: “İnci Baba, Demirel’in adamıydı. Her türlü devlet ihalesi İnci Baba’nın eline gelirdi. Komisyon karşılığı bu ihaleleri belli müteahhitlere dağıtırdı. Babam bu yolla çok ihale almıştır, iyi ahbaplardı İnci Baba ile.” O vakte kadar siyasilerin mafya ile ilişkisi olduğu düşüncesi aklımın köşesinden bile geçmemişti.
2. Babalar Operasyonu: 12 Eylül’den sonra darbeci generaller, mafyanın ortadan kaldırılması için Mehmet Eymür’e görev verdi. Hani CIA yetkilileri, ABD başkanı Carter’a “Bizim çocuklar (darbeyi) başardı.” demişti ya, işte Babalar operasyonunu yaptıran generaller o çocuklardı.
Bugün yeniden ortaya çıkıp, içinde bulunduğumuz dönemin 90’lardan daha beter olduğunu söyleyen Mehmet Eymür, o operasyonun başındaydı. Binlerce kişin faili meçhulü olarak gösterilen JİTEM’i hatırlarsanız; Eymür kurmuştu. Yeşil kod adlı cinayet makinasını…
Bugün yeniden siyasi cinayetler olabileceğinden dem vuruyor Eymür. Peki, bu sözleri nereden söylüyor? ABD’den… Niye Türkiye’de değil de ABD’de? Pek çok devlet sırrına vakıf, burada olması gerekmez mi?
Suç örgütlerine yönelik bir operasyon yapıldıysa bu yine de iyi bir şey, öyle değil mi? Yoksa bir mafya yapılanması bertaraf edilirken yerine yenisi mi ikame edilmek istenmişti? TEM kenarı cinayetleri, öldürülecekler listesi…28 Şubat döneminde ve Ergenekon soruşturması sırasında bir kliğin bertaraf edildiğini, yerine başkasının devlet içerisine yerleştirildiğine şahit olduk.
Neyse, biz sürece geri dönelim: Birinci MİT Raporu diye bilinen rapor da Mehmet Eymür tarafından (1987 yılında) hazırlandı. Raporun odağında Banker Bako olayı vardı. Banker Bako, borçlu olduğu kişilere tahsilat yapmamak için dönemin mafya babalarından Dündar Kılıç’a başvuruyor. Avukatı da Demirel’in en yakınlarından, DYP’li Hüsamettin Cindoruk…
Raporda başka isimler de yer alıyor: Mehmet Ağar’ın bir suç örgütü kurduğunu, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve Sedat Peker’in de bu örgüt içerisinde bulunduğu anlatılıyor. Yani Sedat Peker başlangıçta Mehmet Ağar’a yakın bir kliğin içinde ve Eymür bunların karşısında.
Bir tarafta 12 Eylül öncesi AP’ye yakın durmuş babalar ve kendilerini ülkücü olarak tanımlayan bir yapılanma var. Diğer tarafta ise darbe sonrası MİT ve jandarma istihbarat bünyesinde oluşturulmuş NATO’cu başka bir yapılanma... Bu yeni yapılanma, babaları bertaraf ediyor. Darbeyle birlikte yurtdışına kaçmış bazı ülkücüleri ise ASALA’nın yok edilmesi gibi birtakım “devlet” işlerinde kullanılıyor, karşılığında da bazı şeylere göz yumuluyor. Fakat daha sonra Eymür ve bağlı olduğu “devlet”, bu yapılanmanın aleyhine raporlar hazırlamak suretiyle ve Susurluk sürecinde Ağar’a yakın çevreleri pasifize etmek istiyor. Her iki tarafta da pek çok suç ile ilişkilendiriliyor. “Tencere dibin kara”, “Seninki benden kara” olayı.
Yıl 1997, dönemin İç İşleri Bakanı Meral Akşener, MGK toplantısına katıldığı salonda bir not unutuyor. Not emniyet istihbarat daire başkan vekili Bülent Orakoğlu tarafından Akşener’e iletilmiş. Emniyetin, MİT’i ve Genel Kurmay başkanlığını izlediği, takibe aldığı ortaya çıkıyor. Hatırlayalım, Mehmet Ağar Emniyet’te görev almıştı, Eymür MİT’te. O yıllarda bu iki kurumun neden eş güdümlü çalışmak yerine birbirlerini kolladıklarını anlamak çok da zor olmasa gerek.
Ve Sedat Peker, o zaman Ülkücü olarak biliniyor, Öztürkler adında da bir web sitesi hazırlatarak camia içerisinde adından söz ettiriyor. Dönemin karanlık generali Veli Küçük ve Korkut Eken gibi isimlerle birlikte görüldüğü iddiaları yer almakta.
Tıpkı Alaaddin Çakıcı gibi 1998 yılında çete kurmak suçundan yargılanıyor fakat mahkeme görevsizlik kararı veriyor. Daha sonra kendisinin ülkücü olmadığını söylüyor. BBP çizgisine daha yakın duruyor. AKP döneminde başı kanunla daha fazla derde giriyor. Kelebek Operasyonu kapsamında 2005 yılında tutuklanıyor, 10.5 yıl hüküm giyiyor. 2013 yılında Ergenekon kapsamında yeniden yargılanıyor. 10 yıl ceza alıyor fakat aynı davadan yargılanan pek çok kişiden daha önce, bir yıldan kısa bir süre zarfında tahliye oluyor.
Daha sonra siyasi çizgisinde yeni bir değişiklik daha oluyor ve AKP’yi desteklemeye başlıyor. Yanında cübbeli, sakallı birini dolaştırıyor, beraber Tayyip Erdoğan’ın anne ve babasının mezarına giderek dua ediyorlar. Rize’de AKP lehine miting düzenliyor. 1128 akademisyenin imzaladığı “Barış için Akademisyenler” bildirisine tepki olarak şunları söylüyor: “… Kendi can sağlığınız için siz bu DEVLETİ batırmaya uğraşmayın. Şu an dahi hayatta olabilmenizin tek sebebi, DEVLET ’in var olması ve ayakta durmasıdır… Teröristler, onların destekçileri sizler ve yabancı ülke istihbaratları kısacası hepiniz, hedefinize ulaşıp DEVLET’i işlemez hale getirirseniz şunu iyi bilin ki; bu VATAN’ın EVLATLARI’ndan asla merhamet görmeyeceksiniz. Tekrardan söylüyorum; OLUK OLUK KANLARINIZI AKITACAĞIZ VE AKAN KANLARINIZLA DUŞ ALACAĞIZ!!! Siz yatın kalkın bildirgenizde kötülediğiniz bu DEVLET’in POLİSİNE ve ASKERİNE dua edin. Sizler tüm dünyada yaptığınız algı operasyonlarınızla âşık olduğunuz teröristlerde ellerinde ki silahlarıyla MÜSLÜMAN TÜRK'ün KUTSAL DEVLETİ’ni …”
Fakat Peker 2019 yılından sonra AKP’den de uzaklaşmaya başlıyor. DHKP-C’lilerin mezarını ziyaret ederek “Gerçek anlamda bir duruşları olduğu ”nu söylüyor. Balkan ülkelerine gidiyor ve oradan da bir daha Türkiye’ye dönmüyor. 2020 yılında videolar çekmeye başlıyor. Berat Albayrak’ın kendisine karşı kişisel bir husumeti olduğunu, kendisini yok etmek istediğini söylüyor. Bu arada Berat Albayrak görevden olaylı bir biçimde ayrılıyor. Bir yıl sonra ise Dubai’den yeni videolar yayınlıyor. Önüne de Yılmaz Özdil’in bir kitabını koyuyor. Neresi Dubai? Ege Denizi’nde Yunanistan ile ortak tatbikat yapan, pilotları bir hafta önce Gazze’de Müslüman bombalamış olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti.
“Sözlerin sadece Sedat Peker’e, Eymür’e ve Ağar’a mı?” diye sorabilirsiniz. Hayır, bu kadar değil, merak etmeyin haftaya başkalarına da söyleyeceğim sözler olacak.
Çok eskiye gitmeye gerek yok yakın tarihi bilmeyen ülkenin şuanki durumuna şükredemez tüm dertleri soyluyu yemek ama bilmedikleri birşey var biz eski biz değiliz yedirmeyiz
Kurtlar vadisi gibi resmen diğer bölümü bekliyorum başgan