Herkes Konuşuyor Ama Kimse Dinlemiyor: İletişimin Çöküşü
Hiç bu kadar çok konuşup bu kadar az anlaşılmamıştık.
Mesajlar atılıyor, sesler yükseliyor, paylaşımlar yapılıyor ama gerçek bir temas kurulamıyor. Çünkü artık çoğumuz konuşmak için konuşuyor; duymak için değil.
Terapi odalarında sıkça karşılaştığım bir gerçek var:
İnsanlar “anlaşılmak” istemiyor, haklı çıkmak istiyor.
Dinlemek; durmayı, beklemeyi ve bazen yanıldığını kabul etmeyi gerektiriyor. Haklı çıkmak ise hızlı, güvenli ve egoyu koruyan bir alan sunuyor.
Modern iletişim, hızla birlikte yüzeyselleşti.
Cümleler kısaldı, sabır azaldı, dikkat dağıldı. Birinin sözünü dinlerken bile zihnimiz cevabı hazırlıyor. Karşımızdakini duymuyoruz; sadece sıranın bize gelmesini bekliyoruz.
Terapi diliyle söylersek:
Birçok insan duygusal regülasyon yapmadan iletişim kurmaya çalışıyor. Yani içindeki öfke, kırgınlık, korku ya da değersizlik hissi yatışmadan konuşuyor. Sonuçta ortaya bir diyalog değil, iki ayrı monolog çıkıyor.
İlişkiler bu yüzden yoruluyor.
Aileler bu yüzden kopuyor.
Toplum bu yüzden gergin.
Dinlemek; karşı tarafı onaylamak değildir.
Dinlemek; “seni görüyorum” demektir.
“Sana katılmasam bile buradayım” diyebilmektir.
Bugün en büyük iletişim problemi, kelime eksikliği değil; duygu teması eksikliğidir. İnsanlar duyulmadıkça yükseltiyor sesini. Bağırmak, çoğu zaman çaresizliktir.
Belki de yeniden öğrenmemiz gereken şey çok basit:
Bir cümleyi savunmadan önce, bir an durmak.
Karşımızdakinin ne demek istediğini gerçekten anlamaya çalışmak.
Haklı olmaktan bir adım vazgeçip, temas kurmayı seçmek.
Çünkü iletişim, kazanılan bir tartışma değil; kurulan bir bağdır.
Ve bağ kuramadığımız her yerde, yalnızlık biraz daha büyür.
Asiye Zeynep güleç
Yorumlar
Kalan Karakter: