İnsanlar Neden Uyuşturucu Kullanır?
Uyuşturucu meselesi çoğu zaman yanlış bir yerden ele alınır.
Biz genellikle sonucu konuşuruz: “Bağımlı oldu”, “Yoldan çıktı”, “İradesizdi.”
Oysa asıl soru şudur: İnsanlar neden uyuşturucuya ihtiyaç duyar?
Hiç kimse keyfinden hayatını dağıtacak bir alışkanlığa başlamaz.
Uyuşturucu, çoğu zaman bir “zevk arayışı” değil, bir kaçış biçimidir.
Bazı insanlar acıdan kaçar.
Bazıları boşluktan.
Bazıları sessizlikten.
Bazıları da kendisiyle baş başa kalmaktan.
Modern insanın en büyük problemi şudur:
Hissetmekle baş edememek.
Üzüntü bastırılır.
Öfke yutulur.
Yalnızlık “ayıp” sayılır.
Kırılganlık zayıflık gibi görülür.
Sonra bir madde gelir ve der ki:
“Ben seni kısa bir süreliğine susturayım.”
Uyuşturucu tam olarak bunu yapar.
Düşünceyi azaltır.
Acıyı uyuşturur.
Zihni yavaşlatır.
İnsana, ilk defa “durmuş” hissi verir.
Ama bu duruş sahte bir duruştur.
Bedeli ağırdır.
Bir başka neden de aidiyet ihtiyacıdır.
Bir gruba dahil olma, görünür olma, kabul edilme arzusu…
Bazı gençler için madde, “yalnız değilim” demenin yoludur.
Ve elbette sistemsel nedenler vardır.
Gelecek kaygısı.
İşsizlik.
Adaletsizlik.
Değersizlik hissi.
İnsan kendini değersiz hissettiğinde, kendine zarar vermesi kolaylaşır.
Burada şu gerçeği görmek zorundayız:
Uyuşturucu bir “ahlak sorunu” değildir.
Bir ruh sağlığı ve toplumsal yapı sorunudur.
Bağımlıyı dışlamak çözüm değildir.
Utandırmak iyileştirmez.
Yok saymak problemi büyütür.
Asıl çözüm;
İnsanın duygusunu konuşabildiği,
Yalnızlığını taşıyabildiği,
Yardım istemekten utanmadığı bir toplumsal iklimdir.
Uyuşturucu kullanan insan “kötü” değildir.
Çoğu zaman çok yorulmuştur.
Ve belki de ilk kez şu soruyu sormamız gerekir:
“Bu insan ne yaşıyor da kendinden kaçmak istiyor?”
Çünkü iyileşme, suçlamakla değil,
anlamakla başlar.
Asiye Zeynep güleç
Yorumlar
Kalan Karakter: