Yollar seni gide gide usandım / Ayağıma diken battı gül sandım...
Yol uzundu yorulmak var mıydı? Peki ya usanmak, vazgeçmek? Hayat yolu sırat köprüsünün ta kendisi iken üstelik!
Ayağa taş da değer, diken de batardı. Can bu neticede; acır da, kanar da inancımız gereği..
Ayağını seven baba yiğit yürümeyecek o halde..var mı öyle pes etmek? Dinlen ve tekrar yola revan ol. Çünkü her şeyin yolunda olması için yolda olmak gerek, yolda!
Burada bir nefeslik mola vererek soruyorum o halde; "yola revan olmaya hazır mıyız? Peki o halde, hadi başlayalım..
Buram buram tarih kokan şehirler sultanı, medeniyetler şehri, imparatorluk başkenti, taşı toprağı altın olan eşsiz İstanbul!
Henüz geleli bir yıl oldu bozkırdan. Ne ben ona alışabildim, ne de o bana!
İtiraf ediyorum; Üsküdar'da kahve içmek, Emirgan'da dolaşmak, Eyüp Sultan'ın mistik yapısına hayran olmamak elde değil.. Çamlıca tepesinden bu koca şehri seyretmek, Galata'da İstanbul'u kanatlarının altına almak, Eminönün de balık ekmek yemek, Beykoz'da Küçüksu Kasrı'da Sultan gibi hissetmek kendini ve bendine sığamamak bu hayaller şehri aziz İstanbul'da.. Daha neler neler derim de, ona olan sevda derdimi anlatamam daha evvel anlatamamış milyonlarca yürek gibi. Bu yüzden anlatılmaz, hissedilir İstanbul.
Vakit öğle üzeri ve sağa sola koşuşturuyor insanlar.. mecburen ayak uydurmaya çalışıyorum. Üstelik yetişmem gereken herhangi bir yer yok.
Üsküdar, ah anlatılmaz Üsküdar; yine sendeyim. yine sana geldim, yine seninleyim.
Yürüyorum huzur sebebi sahilinde Martı'ları dinleyerek.. Mihrimah camii, az ileride Azîz Mahmut Hüdayi.. oranın atmosferi ni seviyorum. O kadar çok dilsiz kulu var ki, üstelik hiçbiri kaçmıyor insandan. Ev onların, misafir biz!
Karşıdan tüm annelik heybetiyle ağzında yavrusu olan bembeyaz pırıl pırıl bir kedi.. yanımda durdular; "buyurun yerinizi aldım galiba" dedim.Gözlerinin içine baktım.. Firuze taşının her renginin her tonu gözlerinde gizliydi gördüm. Bir adın var mı bilmiyorum ancak, sana Firuze desem..
Hüzün bulutu yüklendi gözlerinde! Ya da ben öyle hissediyorum.
Öylesine şefkatli ki, tefekküre gark olmamak mümkün değil..
Ana, anne ne demek?
Annelik her dişiye aynı hisle verildi şüphesiz. "Rahim" bağışlayıcı, acıyan ve merhamet eden demek değil miydi? Öyle.
Firuze de anneliğin hakkını veriyordu doğrusu. İzledim uzunca süre. Yavrusunu nasıl sakınıyordu dünyadan, anlatılmaz!
"Ah analık, annelik duygusu ne büyük bir sorumluluk" diyerek ayrıldım oradan.
Az ilerde bir çocuk ağlıyor.. susması için bir şamar daha vuruyor anası. Bu nasıl bir paradoks Allah'ım; sussun diye şamar ve her şamar sonrası çocuktan yükselen ses desibeli şaşkınlık sebebi.
Ne ilginç ; az önce şahit olup, ismini Firuze koyduğum anne kedi geldi gözümün önüne.
Hayvan evet hayvan!
Metrodayım;
Yanıma yaşlıca bir hanım oturdu, yaşı epeyce var. Öz söylemezse söz söyler miydi? Neyse, başladı çocuklarından söylenmeye.. ben şaşkın pür dikkat. Sanki kırk yıldır tanışız mübarekle..
Oğlu hayırsız çıkmış, kız kocaya kaçmış, diğeri çalışmıyormuş, koca zaten elinoğlu imiş. Köşe başında patik satarak ekmeği zar zor aldığından bahsetti. Gık ses etmeden ineceği yere kadar dinledim. İnerken; "Ah be hanım anne, değişen zamanda emekler boşa mı?" dedim içimden ardından bakarken.
İlerde ben de indim herkes gibi koşar adım.. iyi de, ben neden koşuyorum? Gerçekten sürü psikolojisi diye birşey var, var yahu, var!
Yol boyu düşündüm o üç farklı anayı zihnimde.
Ana ne güzel kelime.
En sevilesi,
En öpülesi,
En kucaklanasi.a
Yaşın başın önemi yok; hâlâ herkes, 'Ana" diye ağlar bu yüzden, Ana!..
Gün akşama dönerken dilimde bir kaç hece;
Ah İstanbul; annelik sana yakışmış
Koynunda milyonlarca insan,
Milyonlarca canlı
Sana ihanet ne acı!
Kıymet bilenlerden olalım olur mu? Olalım n'olur..
Yazım yolunda bana eşlik ettiğiniz için sizlere minnettarım. Yine geleceğim bu köşeye ve yine baş köşede yeriniz hazır bilesiniz.
Hepinizj ayırım yapmadan her bir harfin o kendine has melodisiyle, saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.
Görüşmek üzere..dua ile.
Asu Atasoy
Küçük bir eleştirim olacak affınıza sığınarak. Sanki biraz kıssamı yazınız yada ben çok lezzet alırken ,dalarken taa oralara birden biti veriyor. Aleyküm selam
Yazıyı okuduğumda çok sevdim İstanbul'u gezmiş gibi oldum zihnimde canlandı İstanbul çok güzel bir dille annatığı için yazarı tebrik ediyorum ve başarılarının devamını dilerim
Bu kadar güzel anlatılabilirdi bu mukaddes kelime ANNE.Diline,gönlüne, kalemine sağlık azizim...